ne ülkeyi talan etme, ne yolsuzluk, ne kandirmaca, ne yesil sermaye ne yimpas, jetpa vs nede atatürk ilkelerinin anayasada olup olmamasini tartisma vardir solcularda. ama tüm bu iyi niyetlerine karsin ülkenin diger kurnaz ve dessas politikaci cambazlarina karsi sanslari yoktur. cünkü onlar hedeflerine sessiz ve derin bir sekilde yol alirlar. cünkü hin fikirlidirler, cünkü hedefe varmak icin her yol mübahtir. zavalli ülkemin zavalli insanlarida her seyi kabullendikleri gibi bunuda boynunu bükerek sineye cekerler.
solcuların türk milletine yaranamaması gibi bir durum söz konusu değildir. Asıl sorun türkiye de bir sol parti olmayışıdır. temsil edilmeyen bir grup halini almışlardır.
binlerce yönden düşünülmesi gereken sorun olup, ilk nedeni halkın geri eğilimlerine üflemek gibi bir şansının doğası gereği olmaması, gerçekleştirildiğinde ise sol olmaktan çıkılmasıdır.
vaziyete solcu ve türk milleti diye iki ayrı güruh ön kabuluyle bakılırsa kaçınılmaz olan olay diye yinelenmesi gereken, türklerin solculuğu becerememesi olarak düşünülmesi ve incelenmesi gereken olaydır.
doğu perinçek gibi iyi düşünceye sahip sosyal demokratların iktidar olmalarının hayal oldugu bir ülkede yasandıgından dolayı "elimizde bunlar var mutlu olmaya yetmez ki" cümlesinde incelenmesi gereken, yüzeysel solcuların doğurdugu durum...
olaya sağcı yada solcu olarak bakmak yerine vatandaşın gözünden bakmak sanırım en doğrusu olacak. bildiğiniz üzere melih gökçek ankara' nın susuz kalmasının baş aktörlerindendir her ne kadar kendisi inkar etsede. şimdi bu adam sağcıdır. dünyanın neresinde olursa olsun bu adam istifa etmek zorunda kalırdı görevinden, türkiye hariç. konuştuğum 10 kişiden 10 u da bu adama küfür ediyor şimdi ama seçim olsa 10 kişiden 7 si yine bu adama oy verecek. bu ne pehriz bu ne lahana turşusu. yakında el değecek abdest suyuda kalmayacak belki. ama adam görevine devam edecek sürekli. bu adam yüzünden milletin başına taş da yağsa kurtulamayacağız. bilmeyenler için bilgi not: melih gökçek zamanında yapılan metrolar, köprülü kavşakların tamamı murat karayalçın döneminde kararları alınan projelerdir. ileriyi görmek böyle birşey olsa gerek.
sonuç olarak türk milletine solcuların yaranamaması çok doğaldır çünkü türk milletine öpen yaranır efendim.
tersten anlaşılarak dramatize edilen vaziyettir. neymiş solcular dürüst, akıllıca, sessizce politika yaparkenmiş...bu ülkede sol olduğunu savunan chp'yi halk 1950'de sopayla kovalamıştır başından. (aslında 1946'da ama neyse) peki neden böyle olmuştur? o çok dürüst, efendi bilinen yöneticilerin despotluğu ve halktan uzak yaşayışı yüzünden. halk kitlelerini ezerek sindirmeye çalışması, üreten insanları siyasi rakip olarak nitelendirip başını ezmesi, halktan gittikçe uzaklaşarak onu aşağılık bir köpekten farksız görmesi yüzünden. chp'nin üst düzey yöneticisi, zamanın ankara valisi nevzat tandoğan'ın meşhur "ulan öküz anadolulu..." diye başlayan söylemini hatırlamayan yoktur herhalde. anadolulu'nun yapması gereken tarlasını sürmek, çağırınca da askere gitmektir.
işte türkiye'nin, türk insanının gözünde sol budur. kendini sol olarak yaftalayıp sol ile alakası olmayan bir partinin 50 sene evvel şutlanması ve bir daha bu partiye halkın dönüp bakmaması, türk insanının gözünde solun temsilcisi olarak vücut bulan bu partinin gerçek solu baltalaması olayıdır.
peki bu kadar sene gerçek solcular ne yapmıştır? hangi sol parti ortaya çıkıp "bizim bu problemlere şu gibi çözüm önerilerimiz var, programımız hazır" diyebilmiştir. kendini sol olarak gösteren partilerin programlarına baktığınızda özetle "ülke ankaradan yönetilecek", "kitler açılacak", "eşcinsellerin yaşamı garanti altına alınacak", "imf ile ilişkiler kesilecek" gibi ve hatta bazılarında "patronlar tulum giyecek", "işçiler emir verecek" gibi komikten de öte söylemler bulunmaktadır.
böyle saçmalıklarla ortaya çıkıp halktan takdir beklemek de safdillik olsa gerektir.
türkiye'ye tepeden bakıp alaycı gözlerle izleyen bu yalı solcuları, sırça köşklerde halkçılık yaparak, sendika başkanı olarak işçileri sömürerek millete nasıl yaranabilir ki?
