insanı derinden yaralar. nasıl oldu da fark edemedim der, insan kendine. bir damla gözyaşı akaaaar, pıt diye tama yere değmek üzereyken buharlasır. belki de bu gozyası, eski bir asktan, eski bir ozlemden, eski bir haykırıstan kaynaklanmaktadır. aglarken tam olarak neye agladıgınızı bilemezsiniz ya, aslında içte derinlerde saklanmıs pek cok sey patlamaktadır, hepsi kızgınlıkla akmaktadır; intikam almaktadırlar saklandıkları için.
neden sakladım ben eski yasanmıslıkları mı? neden bastırdım acıları mı? derinlereee!!! neden daha derinlereee??? bilemezsin. sadece hayata devam etmek istemişsindir. belki de daha kotu yasanmıslıklar gormussundur, aglayamamıssındır. hem neden aglayasın ki? kopuk gidecek sular icinden, senin suların, senin yasamın, kutsalın, mubarekin... değecek mi akıtmaya?
kaldı ki, tanım icindedir ama, bu aglamanın karsıdaki adamla alakası yoktur.