bugün

post-modern hali, kaloriferin karşısında elinde kremalı macchiato ile ipad'den e-book okumaktır.
çok entel bir duruş gibi gözükse de henüz ellerini yıkamadığı için kunta kinte'ye benzediğinden dolayı pislik içinde kitap okumaktır. sobayı kim yaktı yapraam?
insanda bağımlılık yapan bir eylemdir. ortamın sıcaklığı, kahvenin lezzeti ve kitabın sürükleyiciliği sizi alıp başka diyarlara götürür.
sayfa bitiminde kahveyi sehpaya bırakmak umut sarıkaya tipi mutsuzluklardan biridir.
pufuduk terlikte lazımdır mükemmel huzur için
birde yanında sıcak çikolata varsa tadından yenmeyecek eylem.
kahveyi odun ateşinde pişirmek için soba güzel bir fırsattır aslında. bakır cezvede, odun ateşinde ve bosna kahve takımıyla güzel bir sunum, akıcı ve hoş bir kitap ve işte mutluluk. hoş!
ruhun ve bedenin huzurudur.
insanın içine huzur dolmasına neden olan, en sonunda güzel bir uykuyla sonlanacak eylemdir.
hele ki kuzine denilen sobalardansa bu soba. bir yandan kitabınızı okurken gözünüz sobaya kaydığında ateşin o kırmızı halini görmek, kahvenizi yudumlamak. hatta sevilen karşı cins kişisi de etrafta gazete okuyorsa yada sevdiği bir televizyon programına dalmışsa. huzurlu keyifli eylemdir. insanın içinde en ufak bir toz birikintisi bırakmaz. aynı evi paylaştığın yumak yumak bir kedi elinin altında kuzinenin hemen dibinde, sıcaklığın verdiği mayışmışlıkla mutlu mutlu okşanırken tarafınızdan. şöyle bir etrafınıza bakarsınız kahvenizi yudumlarken, varlıklarıyla sizi mutlu eden somut ve soyut herşey için size bunları verene teşekkür edersiniz. *
bir de yayla evindeyseniz, inceden de yağmur yağıyorsa tarifsiz bir olaydır.
kahvenin beş dakika sonra bitmesiyle biraz tadı kaçacak atmosferdir.
dışarıda lapa lapa kar yağıyorsa ve köpeğiniz de sallanan sandalyenizin yanında yatmış uyukluyorsa keyiften dört köşe olunacak eylemdir.
kahve elde olmazsa daha rahat gerçekleştirilebilecek eylem.
telefondan sozlugu takip etmek kadar eglenceli bir eylemdir.
Sobada kestane elinde stephen king var ise tadından yenmez.