şafaktaki kızıllık, öğle vaktindeki berrak mavi gökyüzü, yıldızı bol gecedir.
karışık sandviçteki turşu, sundae dondurmadaki karamel sosu, çin lahana salatasındaki pul biberdir.
baharat aromalı parfüm, mutfaktaki sıcak yemek, üniversitede anfisinin samimiyet kokusudur.
damar bir arabesk şarkı, summer hits number one, çiftetelli oyun havasıdır.
kuştüyü yastık, kadife elbise, ipek halıdır.
bu nedenle de 700. entry'min konu başlığıdır.
kendi kendime nutuk attığım boş meydanda bir gün kulağıma alkış sesi geldi. ilk başta hayal zannettim, ama baktım ki gerçekmiş. yaklaştığımda gördüğüm kişi tanıdıktı, daha iyi tanımaya başladıktan sonra farklı bir yabancılık da hissetmedim. Boş arazide nutuk atan egomu şişirmesi bir tarafa, duygu baloncuklarını etrafa üflemesiyle rengarenk bir dünyaya girdim. En solgunundan en canlısına, bu renk armonisinde hala görecek çok şey var. Ve artık nutuklarımı atarken biliyorum ki, gözlerimi kapatıp hayal edeceklerimin alası gökyüzüne süzülürken gün ışığını binbir farklı renge ayıracak.
it, diri, köpek, iri. * evet bu kelimeler bu hanımefendiye * çok şey ifade ediyor. sonrasında özür dilemek yerine de sıçtım sıvıyayım usulüyle millette anlatıyor. yok güzelim yok olmaz bunlar. ben sana şişko dedim mi hiç? *
neyse bu kadar tartışılmış bir gurüh üzerine söyleyebileceğim söz. ben seviyorum arkadaşım. beğenmiyorsan yazmayıver. bırak bu kız da senden ayrı diyarlarda bu şekilde yaşasın. **
parise takması degil de lindsay lohanaolan gıcıklıgını anlamagım yazar..birde cok güzel kız diye verdigi linkler tam bir hayal kırıklıgı yaratmaktadir. **