karakter olarak seviyordum bu adamı ben. üstüne yakışıklı bir herif olup müzisyen ve avukattı aynı zamanda. tabii bunlar bir teknik direktörün sahip olması mutlak nitelikler değildi. o işler tamamen ayrıydı maalesef. yine de teknik direktörlük anlamında da çok kötü olduğunu düşünmüyordum. belki de daha öğreneceği çok şey olan kanı henüz deli bir insandı. tolerans tanıma meselesi tartışılabilir. ne diyelim, umarım bir gün geri gelir ama sanmam.
arsenali yenerken de çok zayıf bir futbol oynamıştı takımı. şu anda da aynı futbolu oynuyor. daha basit top oynayan lester karşısında takımı 0-2 geride olan teknik direktör. ilerleyen zamanlarda daha net bir yorum yapabiliriz sanırım.
duruşuyla, içtenliğiyle beşiktaşlıların gönlünü kazanmıştır ancak 2 yıl derbi kazanamayan takımda büyük talihsizlik yaşamıştır. bugün arsenal maçı varmış. beşiktaşa arsenal karşısında sağlam durmayı göstermişti umarım tekrar bunu başarır. koca adam.
ismini sol frame de görünce "yine neye; kimin omzunda ağlıyor acaba" dediğim, "bahane göt gibidir herkeste vardır ama en çok Slaven bilic te vardır" sözünün doğmasına sebebiyet veren teknik adam.
Eleştirilerin bir kısmına katıldığım ancak büyük bir kısmını da iki yüzlülük olarak gördüğüm, büyük oranda başarılı, sevdiğimiz teknik traktör.
Arkadaş siz değilmiydiniz uefa da tottenham a kök söktürüp gruptan 1. Çıkıp biliç reyizzz diyen? Siz değilmiydiniz liverpool maçlarında gururdan orgasm olan? Brugge maçında sutter gödeleğinin ayağına top çarpmasaydı da o maçı sağ salim bitirip uefa da yarı final görüp gitarcı ustaa diyecek olan. Yapmayın etmeyin allah aşkına.
Bu adam 1 kere bile iç sahada maç oynamayıp ligin son 4 haftasına kadar şampiyonluğun favorisi olan takımın lideriydi.
Ayrılınca itin götüne sokmak nedir yani? Doğrularsa doğrular. Buyursunlar.