aynı menfaatleri paylaşamayacağınız insanlar için ; yarın kol kola yürüyeceğiniz insanları üzmenize sebebiyet veren bilim dalı.
ileride bir çoğunuz iş hayatına atıldığınızda veya iş anlamında bir şeyler yapmaya başladığınızda karşıt görüşünüzdeki insanlarla çok ortak nokta bulacaksınız.
tek yapmamız gereken ; oy verirken vicdanımızı yanımızda götürmek.
makam araçlarından inip milyarlık takım elbiseleri ile, yılda bir kaç kez halkın arasına karışan ve “aslında biz de sizin gibi yaşayabiliyoruz” mesajı veren insanların bu lükslerini devam ettirmek amacıyla yine o insanlardan oy talep etmesi konulu sözde meslektir.
Samimi değildir.
insanları yönetmek, ben sizden daha üstünüm demek anlamına gelir, ben sizden daha üstünüm beni yöneticiniz yapın demek bir insanı küçük düşürecek bir istektir.
Oy için secdeye yatan insan üstün olamaz.
Ben ise benim verdiğim yetkiyle benden daha iyi koşullarda yaşayacak olan birine yetki vermek istemem.
Siyaset yalandır.
Meslek değildir.
Bir diğer ismiyle politika olan kavramdır. siyaset köken olarak arapça bir kelime olup, tarihe bakarsak da insanlık tarihi kadar eskidir. insanlar etkileşime girmeye, çoğalmaya başladığında toplum düzenini sağlayan belirli yöneticilere ihtiyaç duymuştur. işte politika da ihtiyaçlar doğrultusunda var olduğu savunulan bir kavram olarak bu hayatta yerini almıştır. Genellikle modern politikayı da geleneksel politikayı da etkileyen sebepler toplumsal, dinsel, ahlaksal sebepler vb. olur. Geleneksel politikada siyasi gücün yetkinliği ilahi iradeye dayandırılır. günümüz siyasetinde bunun çizgileri belli olmamakla beraber siyasilerin kültürü, dini ve dünya görüşü de onları seçmek için yeterli sebepler arasına girebilir.
Evet siyaseti uzlaşma ve çatışma alanı olarak değerlendirenler vardır. Bence siyaset ne uzlaşmadır ne çatışmadır. bunu net ve kesin çizgilerle ayırmak saçmadır siyaset yeri geldiğinde uzlaşma, yeri geldiğinde çatışmadır.
buradaki liselilere ve üniversiteye yeni başlayanlara tavsiyem siyaset sizin anladığınız şey değil. kavga, ayrışma değil. doğrusunu da öğrenseniz tek ilginiz siyaset olmasın. ilgi alanınız edebiyat, kodlama, resim, spor olsun. bunlarında içinde siyaset var göreceksiniz. böyle bir uğraşınız, uzmanlığınız olmadan yaptığınız siyaset sadece yıllarınızı çalacak elleriniz bomboş kalacak.
zenginliğin, ticaretin önündeki en büyük engeldir.
ticaret savaşları, abd- türkiye,abd-avrupa gerilimleri bunun en büyük kanıtıdır. siyaset ne kadar geniş alana yayılır, siyasetçilerin yetkileri ne kadar geniş olursa, ülke insanı o kadar fakirleşir.
kurtuluş daha az siyaset, daha az devletçilik, daha fazla bireycilikte.
siyaset siyaset siyaset. evet önemlidir önem verilmelidir. iyi yapılmalıdır. desteklenmelidir. ve işlemelidir.
ülkemizde siyaset ise daha çok bir tür kavgadır. yükselmek için alttakilere basılır. her türlü şey mübahdır hiçe sayılır.
ben bunu seyircileri ne olursa olsun çoşturarak düşünmemelerini sağlayan şovmene benzetiyorum.
kavga, vaad, çekişme ve uçlaştırma.
uçlaştırma evet. böyle halka hitap eden siyasi kimselerin yapmaması gereken bir hareketdir. din veya ırk kullanılarak menfaat kazancından bahsediyorum. insanları kolay çoşturur harekete geçirir.
tüm bunlar neden böyle düşünmeden edemiyorum. yani neden dostça bir mücadele yok? neden ittifaklar kuruluyor bizden olmayanlar iyi değildir deniliyor? halbuki hepimiz aynı topraklarda yaşıyoruz ve yaşayacağız. sanırım uçlaşmayı seviyoruz. düşman edinmeyi, gruplaşmayı ve tekrar birlik olmak için bir kurtarıcı bekliyoruz hep. şansımız gülerse mustafa kemal gibi osmanlı zamanındaki güçlü padişahlar gibi veya ondan önceki güçlü türk liderler gibi kimseler milletin tek kurtarıcısı oluyor.