2009-2010 sezonunda şampiyonlar ligi'nde fenerbahçe'nin sıfır puan rekorunu egale etmek için mücadele etmesi gereken takım. egale etmek bir yana bu rekoru kırabilme şansı da vardır, puan olarak değil tabi averaj olarak. *
6 yemezmiş de 7 yermiş, hadi bakalım bülocum...
çok erken eleştiri alan süper lig takımı. yok yıldızlar satılmış da yok hüsrana uğrayacakmış da...
aslında gelinen noktaya bakarsanız, çok flaş transferler yapmadan iki sene üst üste ligin zirvesini zorlamıştır sivasspor. mesela zamanın istanbulspor'u gibi, isimli, kariyerli futbolcular almadan bu işi yapmış ve başarılı olmuşlardır.
satılan futbolcular arasında gerçekten bir yıldız varsa o da bilica'dır ki bence çok çok ucuza gönderilmiştir. yaşı 30 değil de 23 olsaydı çok farklı olurdu. ancak o yaşta bir futbolcuyu fenerbahçe istemişse elinizde tutmanız da kolay olmasa gerek. onun dışında gönderilen futbolculardan olmazsa olmaz bir tane yok. balili deseniz ikinci yarı takıma giremedi, tum deseniz iki üç maç dışında tek yaptığı şey çok koşmak. bunlar yıldız futbolcu falan değil...
evet hazırlık maçları iyi geçmiyor. ama lig başladığı zaman ne yapar bilemeyiz.
sivasspor'un tek bir handikapı var, o da hücum tercihi... ilk yükselişe geçtiği zamanlarda daha çok kontraatak oynayan takım, ilerleyen zamanlarda yerleşmiş defanslara karşı zorlanmaya başladı. bence şampiyonluk da bu yüzden kaçtı. şimdi takım, hücum futbolu oynamayı öğrenmeli ve asıl mesele bunun yerleşip yerleşmeyeceği.
sivasspor'un balili'yi satıp ersen martin'i alması da oyunu karşı alanda tutmak tercihinden kaynaklanıyor sanırım. yine de takım olarak yaratıcılık eksikliğinden bu sene sıkıntılar yaşayacaktır.
bu sene şampiyonlar liginde bir şey beklemediğim,ligde yine iyi olacağını düşündüğüm takım.fakat gruplara kalsa,real madridle aynı grupta olsa,ilk maç olsa,sivasta olsa... ne süper olurdu lan.
son iki sezondur savunma oyuncularının atağa katılması, hücum oyuncularının savunmaya dönmesi, dolayısıyla takım oyunuyla önemli işler yapmış kulüp. büleny uygun' un hırslı yapısı ve futbolcularına aşıladığı hırs da bu başarıda büyük etkendi. ayrıca, kendilerinden şampiyonluk ya da şampiyonlar ligi yarışı beklenmiyor, ' tek atımlık kurşun ' yorumu yapılıyordu geçtiğimiz iki sezon başında da.
son oynadıkları hazırlık maçlarında heerenven' e 5 - 0, olympiakos' a 3 - 1 yenilmelerinin ardından, ' acaba sivasspor avrupa' da kabus mu görecek? ' sorusu sorulmaya başlandı.
hazırlık maçlarında sonuçtan öte futbol ölçüdür, önemli ekipler karşısında hazırlık maçlarında galibiyet alıp gol atmak, sadece prestij getirir, puan ya da para kazandırmaz. sivasspor futbolcusu şimdi şapkasını önüne koymalı ve iki maçta da ne gibi hatalar yaptığını kendine sorup, aynı hatayı tekrarlamama yoluna gitmeli... ' bu sadece bir hazırlık maçı, ne önemi var ki? ' sorusundan çok daha faydalı olacaktır sivasspor' a.
bulunduğu konuma bakmadan büyük takımlara ayar vermeye çalışmış bir teknik traktöre sahip mütevazi anadolu kulübü. şampiyonlar liginde gruplara kalırsa ne gibi hüsranlara uğrayacağını tahmin bile etmek istemiyorum.
ayrıca son 2 sezon ki üst sıralarda bulunma sebebi sadece anadolu kulüplerinin arasında olan ittifaktır. "anadoludan şampiyon çıkar mı?" sorusuna bu kulüple cevap verilmeye çalışılsa da başarılamamıştır.
çok yetenekli oyuncuları olmasa da oturmuş bir sistem ve takım olma faktörleriyle ufaktan sivrilen sivasspor; kurduğu düzeni ve birbirini iyi tanıyan vasat oyuncularını satıp yerlerine kapalı kutu olarak değerlendirilebilecek oyuncular alarak geçtiğimiz yılları aratacağı konusunda bende şüphe uyandırmamaktadır, geçtiğimiz son 2 sezonu mumla arayacaktır.
hazırlık maçlarında tüm takımlarda performans düşüklüğü ya da artışlığı olur. bu demek değildir ki diğer karşılaşmalarda da böyle oynacaktır. yani takım, eksik yanlarını görmek için güçlü rakiplerle maç yapıyor. yoksa neden gidip üsküdar belediyespor ile oynamıyor da olympiakos, psv ve herenveen gibi takımları seçiyor.
anderlecht ten 5 yiyip geldikten sonra bir kez daha gördük ki futbol denen nane tecrübe ve para işi.
önce paran olacak. sonra da tecrüben.
bir de ligde antalyasporu yenmeye benzemiyor avrupa takımı dediğin.
avrupa takımı deyince ben hep kokarım. adamlar bizden çok farklı oynuyor bu oyunu.
bizim oynadığımız karakucak ise onlarınki aikido. dandik bir benzetme oldu ama farklı bir anlayış farklı bir stili var avrupalının.
örneğin bizde defans oyuncusuna öğretilen ''yürekki olmaktır.'' tekmeye kafa uzatmaktır.
halbuki tekmeye kafa uzatıp kariyeriniz boyunca kaç gol engelleyebilirsiniz? ama defans derinliği oluştumayı iyi bilse her sezon onca golü veya atağı kesebilirsiniz.
diyeceğim o ki sivasspor için bir kaç gömlek büyük geldi avrupa sınavı. ama olsun kısmen sivaslı olduğum için oldukça sempatim var avrupada başarısız da olsa ligde yaşattıkları şampiyonluk heyecanı ve mücadeleleri için kendilerini kutluyorum.
efendim öncelikle sivasspor dua etsin 5 tane ile kurtulduğuna! sen şampiyonlar liginden bahsediyorsun dostum, şakaya gelir mi yahu? bakmayın ligi 2. sırada bitirdiklerine, hikaye onlar... 3 büyüklere karşı doğru düzgün galibiyeti zaten yok, anadolu takımlarının alttan alttan desteğiyle geldi buralara kadar!
şampiyonlar ligine katılma şansı var takımın, yani belki bir daha rüyalarında dahi göremeyecekleri bir şans bu, ama bakıyorsun ki ne adam gibi bi transfer var ne de bu dev organizasyonun ciddiyetini idrak eden bi sivas! öyle olunca da haliyle sonuç ne oluyor? tabiki de hüsran ne yazık ki!
anadolu takımları da şampiyon olsun diye bağırır insanlar, ama olmasın arkadaş sonu böyle olacaksa.
ne tesis, ne mali güç, ne mantalite olarak hazır olmayan bir takımın avrupa liginde ülkemizi ne şekilde temsil ettiğini gördük hepimiz. Sivas 08-09 süperlig yıldızı, bunu kimse inkar etmiyor, ancak henüz bu arenada savaşacak güç ve mantaliteye sahip değil ne yazıkki. gönülden isterdik sivas'ın 5 atmasını, olmadı.
ekmeği çiğnemeden yutamazsın sayın bülent uygun.
(bkz: türbülent)
bilica'yı satacak kadar kendine güvenen bir hoca ve yönetime sahip takım. takımın starını düşünmeden, sorgulamadan satıyorlar. sonuç? 5-0. müstehak mı? evet!
neden avrupa'da saçmaladığı nedense süserler tarafından da anlaşılamayan takım. ağbicim iyi oyuncular gitti, kötüler geldi diye fark yemedi takım. geçen sene iyi olduğu iddia edilen oyuncularla da uefa kupası'nda madara olmuşlardı, değişen bir şey yok, tamam mı?
sorun zihniyette, hocanın avrupa futbolu cahili olmasında, yönetimin vizyonsuzluğunda.