(bkz: ota boka sorunsal demek) gibi olmasın ama gerçekten de çetin bir münazaraya malzeme olabilecek bir konudur. birbirine taban tabana zıt, iki farklı görüşe de hak verebileceğini düşünüyor insan. gelin hem bunları inceleyelim hem de başlığı tanımsız bırakmamış olalım:
(not: iki görüş de farazi fikir sahiplerinin ağzından yazılacaktır)
efendim, sinemalar, insanların kendine vakit ayırdığı, eğlenmek, güzel vakit geçirmek istediği nadir yerlendir. şimdi ben sinemada arka koltukta kız arkadaşımla yiyişebilirim ya da orta sırada patlamış mısır ve kolamın tadını çıkarabilirim. sonuçta bilet alıp girmiş ben istediğimi yaparım. kütüphane aga orası, rahat bırakın lan ben. yazmayın çok sinirliyiiiim! xd
ya ablasının gülü, sinemayı kapatırsın, ne istersen onu yaparsın. ama 25 yaşındaki adam yanıma oturup takur tukur patlamış mısır yedimi ben ne anlıcam o filmden? höpür höpür dövdüğünde büyük boy kolayı ne huzuru kalacak bende?! bu da kafa kardeşim, bu da kafa! yapmayın, gidin dışarıdan yiyin arkadaş, sokarım özgürlüğünüze.
sonuç olarak şöyle baktığımda, her iki görüşe de hak veresim geliyor. karar sizin; sinema sukunet yeri midir yoksa bir şeyler yenebilir mi? kolaylıklar!
Eğer ki çok fazla seyirci yoksa ve izleyiciler arasında epey boşluk varsa sinemanın en zula köşelerine bakmanızı tavsiye ederim, neler yeniyor görebilirsiniz.