kundaktaki bebeği bile 'büyüdüğü zaman ebemize atlayabilir' korkusuyla öldürmekten çekinmeyen şerefsizlere az bile yapılır dediğim eylem. olayları kimin başlattığına bakmak lazım evvela. bu ülkede huzur içinde yaşamak varken dağa çıkıp gebeşlik yaparsan sonuçlarına katlanırsın. bu ülkenin askerlerinin koruduğu coğrafyada yine bu ülke askerine saldırmak kabul edilebilir bir davranış mı? unutulmamalıdır ki, bu ülke olmasa bu asalakları bu coğrafyada hiç bir millet yaşatmaz. bunu bile bile bu ülkeye hainlik ediyorsan başına gelebilecek ve gelmesi muhtemel olan her şeyi kabul etmişsin demektir.
böyle platformlarda herkesin yapmak isteyeceği ve memnun olacağı bir eylemdir. fakat konuyu gerçekçi şekilde ele alırsak kolayca tırsmanın mümkün olacağı bir durumdur.
insaflı bir insan olarak gözünü son birkaç kez daha kırpmasına izin verebilirim. ama neticede ben onu öldürmesem o beni öldürür diye mecburen, hiç değilse göt korkusundan öldürürdüm tabi. yapacak bir şey yok, orası dağ beyler.
doğaldır. silahsızsa o an için silahsızdır. silahı olsa neler yapacaktır. silahlı silahsız fark etmez. pkklıysa her türlü amına bile koyulur afedersiniz.
kavramlara yüklenen anlamın keyfiyetini düşünecek olursak, failin ve maktulün rahatlıkla evrilmesine ve güç odağının manipülasyonu neticesinde, birgün birinin bizi de gözünü kırpmadan öldürmesi fiilinin meşrulaştırılması hadisesine güzel bir örnektir.
askerlerimizi gözlerini kırpmadan, arkalarından haince öldüren leş toplulukları için, pekte insanı düşündüren bir ölümde değildir. silahlı ya da silahsız sonuçta devlet düşmanı hainler işte. askerlerimizi şehit ederken alinde silahı var ya da yok onlar düşünmüyor. tek dertleri.... neyse. *
su uyur düşman uyumaz atasözümüzden yola çıkılarak gözümü kırpmadan nefes almadan kılımı kıpırdatmadım öldürürüm. su eski dilde asker anlamına* gelmektedir. bu atasözü asker uyur düşman uyumaz anlamına gelmektedir. benim gibi düşünenlere ne mutlu. kısasa kısas.