siirin ve yuregin tarihini yazmayi deneyenlere

entry1 galeri0
    ?.
  1. bir hüsyin ferhad şiiridir. matematik öğretmenidir. şiir sevenlerin okuması gereken insanlardandır.
    ŞiiRiN VE YÜREĞiN TARiHiNi YAZMAYI DENEYENLERE

    Trabzanlara yaslanıp şarkı söylüyor bir kadın
    anlayamadığım tuhaf bir dille ve ivmeyle.

    Kuru yapraklar savruluyor ıssız yamaçlara yukarı
    tansökümü öpüşüyor şehir surlarıyla ansızın.

    Ayaz mı, yoksa ilkyaz mı içimi acıtan böyle;
    nedendir şu mememin altındaki anlamsız ağrı?

    Kırgın, minareye tırmanan bir müezzin gibi dalgın
    yürüyorum gece yarılarının geç hüznüyle.

    Âh, nerede göğü martılarla dolu limanı aşkın
    nerede gençliğimi evlâd edinen mahir tanrı?

    Bir kadın şarkı söylüyor devşirip rüzgârı
    farkında olmadan mülteci yalnızlığıma alnını dayayıp.

    Sokaklar bomboş, terkedilmiş tüm mahalle;
    tedirginlik sinmiş evlere o keşiş yüzüyle.

    Azizeler koşarak çıkıyor merdivenlerini eski manastırın,
    avlusunda yuvarlanışını duyuyorum bakır çanının.

    Ufka bir yıldız akıyor kirpiklerim düğümleniyor
    şakaklarıma sıvaşan ışının külleriyle.

    ilâhiler yankılanıyor aklımda, dualar okunuyor;
    ümmed hıncıyla yüreğime gömüyor hançeri bâtın.

    Bir kadın şarkı söylüyor yaralı sesiyle,
    sesime kazıyorum kadını Türk dili Fars dili Arap diliyle.

    Kitapların balkonundan başka bir şey değilse cennet
    ummanında bencileyin bir muamma var elbet.

    Kayalar yuvarlanıyor, çirişotları gürültüyle büyüyor;
    bir cırcırböceği önüme düşüyor omuzunda liriyle.

    Yağmur başlıyor birden, org melekleri uçuşuyor;
    ellerime dokunuyor sevda remilli bir cinayet!

    Sular aydınlanıyor giderek, epriyor kutsal yangın;
    keder, örtüyor günün üzerini imam cübbesiyle.

    inanla ve hicrânla şarkı söylüyor bir kadın
    telleri birer birer kırılıyor inleyen kemanının.

    Yollar puslanıyor, ikona kuşları palazlanıyor,
    mermer kaldırımlar buğulanıyor çiy taneleriyle.

    Perdeler çekilmiş, kapılar sürgülü, bahçe duvarları yıkık,
    soluk alışı duyuluyor fidanlıktaki sarnıcın.

    Yürüyorum nehir boyunca dudaklarımda bir ıslık,
    sanki alınyazım beni çağırıyor kuğuran sesiyle.

    isa mı diriliyor? yoksa Golgotha o yana mı devriliyor;
    birden cümle mumları sönüyor göksel mihrabımın!

    Samanyoluna yaslanıp şarkı söylüyor bir kadın
    dul bir sevinçle ve gücenik sevgiyle.

    Ay doğuyor, ümidin yıkık kuleleri doğruluyor;
    mayın tarlalarına dönüşüyor acının sınır.

    Bir pembe bulut oluyor zafer, eğilip yüzünü yalıyor
    âşık meydanlarında terk edilen yüce sabrın.

    Bir kadın şarkı söylüyor devşirip rüzgârı
    rüzgârlı uçurumlardan yalnızlığıma alnını dayayıp.

    Şiirinin ve yüreğinin tarihini yazmayı deneyenleriyle
    hayat böyle güleç iken ağlamak gerçekten ayıp!

    Hüseyin FERHAD
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük