ikisinde de ateşi tek başına yakman gerekir evvela... sonra kavrulmaya başlar dudakların ve yangını bütün bedenini sardığında, dudakların en kavruk halini aldığında söndürmen gerekir. aksi takdirde ikisinin de kokusu çıkmaya başlar ve yanmış bir izmarit kokusuyla yürütülemez hiçbir aşk. hiçbir sigaranın o halde içilemeyeceği gibi tıpkı.
iş sevişmeye geldiğinde ikisi de temel bir ihtiyaç olup çıkar nihayet. birisi önce yanar, birisi sonra... ama bir benzerlik daha saymak gerekirse illa ikisi de önce dudaklarda yanar ve bütün vücuda nüfuz eder pompalanan kan molekülleri aracılığıyla.
ikisine de paran gider..
ikisini de ister sen bırakırsın isterlerse günü geldiğinde kendileri bırakır seni...
ikisi de ileride üçlenir;aşk sevgiyi getirir, sigara ateşi...ve gariptir ikiside üçlenmezse bir işe yaramaz...
aşka değil de daha çok karşılıksız aşka benzer bu sigara. onun sana zarar verdiğini en iyi sen bilirsin, ömrünü yavaş yavaş çürüttüğünü, bitirdiğini, mahfettiğini... ama engel olamazsın kendine. çekersin de çekersin içine. çektikçe daha çok çekesin gelir. ikisine de karşı çıkan eş dost bir sürü arkadaş vardır. onlar karşı çıktıkça sen daha bi bağlanırsın ikisine de. sonunun acı olduğunu bilirsin ama yine de seversin işte ikisini de...
sigara bağamlılık seviyesinden sonra kendine işkence etmenin diğer adıdır artık. günde iki paket sigara içen insan gastrit olmuş veya olmak üzeredir. hala bırakmayışının sebebi ise bağımlılıktan ziyade içinde barındırdığı acının her nefeste yaydığı hazdır. aşk cefa ve sefalet yoludur bir nevi. esas haz kavuşmakta değil, vuslatın çektirdiği o na kavuşmanın yaşattığı umut ve karanlık arasında sıyrılma mücadelesidir. bu mücadelede alınan her yara aşkın apoletine eklenen bir yıldızdır. biri verem, diğeri kanser eder..
aşkı da sigara gibi içine çekmeye başladığın an bitirmeye de başlamışsın demektir . .
bitince yenisi gelir,
bile bile yaptığındır
* ama işin esasında ben aşkta bir umut görürüm , sigara da hiçbir sey görmem ( pis ) .
benzerlik değil de bağımlılık açısında ele alırsak süründüre süründüre hem zevk hem de acı veren, dumanlı dalgalarında sevgilinin göğüslerinin arasında uzanarak hülyalara daldığınız sabahlamaların doruğunda ihtiyaca mukabil ellerinizi hatta farkında olmadan da ruhunuzu kirletenler... soluk almaya açken zehirlenmek ve hatta bile bile zehirlenmek... hayır artık hayatımda yeri yok derken yine düşmek aynı rüyaya saçma sapan işler işte...
her sabah temiz ve saf halinizle, anadan doğma dünyaya nefes verdiğinizde elinden gelen her parçasıyla her silahıyla zuhül eder beyninize.. uykulu uyanıklığınızın arasına sızarken de hor görür sizi, yıkar geçer gider ancak yine de zevkle ...
ikisi de ilk içe çekildiginde kafayı hoş eder.
belli bir süre sonra ikisi de ilk tadı vermez.
ikisine de alışılınır.
sonunda aşk biter kül tabagı boşaltılır.
