gencin kendisini ele vermesinden kastım "şu sigarayı saklaya saklaya kendimizi ele verdik, iyicene osbir müptelası olduk babaki" değil.
şevk, panik, korku, dehşet, ırrım tırrım etmek, sigara dumanını ciğere değil mideye yollama gibi akrobasiler ve sonunda hüsran bu sigara içtiğini ailesinden saklarken panikleyip kendini ele veren gençte.
geç sayılmayacak yaşta başladım sigaraya. dolayısıyla sigarayı aileden saklamak durumundaydım. tabi benim gibi, panik halinde saçmalayan insansanız; böyle suçluluk hissettiğiniz durumlarda çok zorlanıyorsunuzdur. beni daha iyi anlayacaksınızdır.
"sigara, içmeyene kokar" sözünü şiar edinmişim o zamanlarda. kokuyu saklamak en önemli görevim olmuştu. ama insan eve gelir gelmez, daha montunu çıkarmadan, diş fırçalamaya girer mi? giriyor işte. ee tabi, baba da salak değil, çakızlıyor durumu. yumurtanın ipanayla fırçalanan tarafı sertliğini koruyorken; suratının babayla tokatlanan tarafı yumuşacık oluyor. ipana; diş hekimlerinin ve liseli gençlerin tavsiye ettiği marka.
bir keresinde de şöyle bir dialog yaşanmıştı babamla:
+ baba, ben yemek yiyip hemen çıkacağım. halı saha maçı var.
- oğlum biraz otursaydın. ateş almaya mı geldin?
+ yy.. yok baba. sigara içmiyorum ben. sigara içmek yüksek derecede bağımlılık yapar, başlamayın. (babaya sigara kutusundaki uyarılarla cevap veriyor bir de)
o yüzden, hala ailesinden sigara saklayan panik atak arkadaşlar için bir tavsiyem;
"sigara, içmeyene kokar" sözünü değil, "cesurlar bir gün, korkaklar her gün ölürler. ayrıca leyleğin ömrü iki laklak" sözünü benimsemeleridir. babanıza söyleyin bir miktar artık yumruk mu tekme tokat mı neyse nasibiniz onu yiyin; sonrasında alışacaklardır. ohh püfür püfür valla.
buradan moderatör arkadaşlara sesleniyorum, ikincibahar@mynet.com adresinden "benjcev kim?" başlıklı bir mail gelirse, beni tanımıyorsunuz ha. aman diyem.