dedektifliğin simge ismidir. müthiş bir analitik zekaya sahiptir. tüm zamanların en büyük kahramanları arasındadır.
bütün macelarında en ufak detayları akıl süzgecinden geçirerek birleştirir ve problemi çözer. bunu yaparken de her defasında büyüler.
"benim aklım durgunluğa isyan eder. bana problem verin, görev verin, en çetrefil şifreyi verin, ya da en hassas çözümleme olsun, ben havamı bulmuş olurum. artık yapay uyarıcılara ihtiyacım kalmaz. ancak yaşamın boğucu tekdüzeliği beni tir tir titretir. ben aklın yüceltilmesi için ölüyorum. benim bu özel mesleği seçmemin, daha doğrusu dünyada tek olduğum için, yaratmamın nedeni işte budur"
çok fazla abartılan arthur conan doyle karakteri. bir kere, kitaplarındaki çözümlemeler çok zayıf, aptalca ve çocuksudur. ayrıca, karizma katacam diye gerçeklik duygusundan uzaklaşmıştır yazarı. bir süpermen, batman tarzı bir karakter olmuştur. hercule poirot'nun yanında adı bile anılmaz..
dikkatini çeken var mı bilemiyorum.filmde mor çiçekli orman gülünün deli bal hastalığına yol açtığı söylenmektedir. holmes bu bitkinin türkiye'nin karadeniz kıyılarında yetiştiğini söylemekte ve filmin düğümünü bu çiçekle çözmektedir. sonlara doğru güzel bir sürpriz oldu*. bunun dışında dikkatin nasıl bir karizma yarattığını gözler önüne seren olağanüstü bir film.
benedict cumberbatch başlarda göze batsa da diziyi izlemeye devam ettikçe cuk oturduğunu anlıyorsunuz. Robert Downey Jr. 'dan çok daha iyi bir Sherlock Holmes.
izlemeyen bin pişman denilesi, dövüş sahnesi ve dövüş sahnesinin sonundaki "enseye tükürme becerisi etkisiz kılındı" lafı ve sherlock abi'nin soğukkanlılığı ile gönüllerde taht kuran tavsiye edilesi film.
bir arkadaşımın ödevine yardım etmek için okuduğum kahraman. yaptığı analizlerle kendisine hayran bıraktı beni. boşuna demiyorlar başarı ayrıntılarda saklıdır, diye. üstelik bu eleman bazen komik hareketler yapabiliyor, o da polisiyenin içindeki tipik ama güzel esprilerden işte. olayların narratorı olan yardımcısı Watson. onun da bıyığına hastayım ben. çok sadıktır kerata...
filmine gelince, çok başarılıdır. ulan filmi izlemiştim geçen yaz, hiç aklıma gelmemiş sherlock holmes okumak. sherlock'u oynayan adam cuk oturmuş tabiri caiz ise; hem çok komik halleri hem de akıllı biri olduğu izlenimini veriyor, tam sherlock işte. yine de ben filmdeki kötü adamı beğenmedim ya, tipinden midir nedir... onun dışında kostümüdür, atmosferidir, müziğidir(zaten hans zimmer yapıyor, bu adamın elinden kötü soundtrack çıkmıyor), kurgusudur her şeyi çok güzel.
izleyin izlettirin, efendim.
-Ben o adamı bulacağım.
SH:Sen o adamı asla bulamazsın,ama ben bulacak birini tanıyorum.
-Kim ?
SH:Ben
diyaloğunun şüphesiz tek sahibi olabilecek muhteşem ötesi karakter.. anca masallarda olur,yalan değil.
katilin duvara kanla yazı yazmasından katilin kanı bol, bu yüzden kırmızı yüzlü biri olduğunu iddia eden saçma sapan kitap karakteri. daha bunun gibi sayılamayacak kadar saçma sapan çıkarımlarda bulunur ve üstüne yüklenen gerçeküstü, süpermence yetenekler yüzünden çok yapay bir karakterdir. yok çok iyi bir kimyagermiş, zamanının ötesinde bilimsel bilgiye sahipmiş, dünya'nın dönüşünden haberi yokmuş, aseksüelmiş... karizma katmak için götünü yırtmış canon doyle ama kurgu kabiliyeti olmayan bir yazar olduğundan sherlock gibi boktan bir karakter yaratmış. sherlock holmes hiç bir kitabında en ufak bir üstün zeka belirtisi göstermez ve hiç kanlı canlı biri değildir. onun yerine hem kanlı canlı, saçma sapan hero özellikleri olmayan ama dehası yıldız gibi parlayan bir başka karakterin, polisiye romanlar kraliçesi agatha chrıstıe'nin hercule poirot'su, onun aptal efsanesinin, aptalca ergen ve halk rağbetinin gölgesinde kalması beni çok üzüyor...