kaç yıldır dile getirilen mantık hatasıdır. yeni bir şey de değildir. türkiye proportional representation* sistemini kabul etmiştir. buna göre, oyların yüzde kırkını alan bir partinin meclisteki sandalyelerin de yüzde kırkını alması gerekir. peki öyle midir? elbette değildir.
işte bunun en büyük sebebi de yüzde onluk seçim barajıdır. bu barajın yüzde 10 gibi bir seviyede tutulmasının en önemli sebebi de hadep,dehap,dtp,bdp... gibi pkknın siyasi uzantısı olarak kabul edilen partilerin meclise girmelerini engellemekti. tabi bdp desteklediği bağımsız adaylarla bu engeli aşıp meclise girinceye kadar.
şu anki sistem demokratik açıdan oldukça sıkıntılı bir sistemdir. zira meclisi, demokrasinin en önemli koşullarından birisi olan, çok seslilik durumundan muaf tutmaktadır. şu anki sistemle çok rahat azınlık hükümetleri kurulabilir. kurulmaktadır da. örneğin akp yaklaşık 12 yıldır ülkeyi azınlık hükümetiyle idare etmektedir. burada azınlık kavramı önemlidir, çünkü toplumun yüzde elliden az bir kısmının oyları ile kurulan hükümetler her zaman azınlık hükümeti olarak adlandırılır. akpden önce de pek çok azınlık hükümeti kurulmuştur.
seçim barajının kalkması ya da en azından yüzde 2-3 gibi makul seviyelere düşürülmesi daha demokratik bir yönetim kurmak açısından elzemdir. fakat yine de bunun getireceği dezavantajlar da vardır. böyle bir durumda koalisyon hükümetleri neredeyse kaçınılmaz hale gelir. en çok oyu alan partilerin hükümeti kurması zorlaşır, yönetim açısından istikrarı sağlamak da ilk etapta zorlaşır.
ama öte yandan bu zorluklar aşılabilir. her şeyden önce partiler arası dayanışma ve mutbakata varılan konularda ittifak kurma gibi gayet demokratik davranışlar artmaya başlar. yani şu anki gibi, akpnin tasarısını diğerleri reddetsin, diğerlerinin tasarılarını akpliler reddetsin durumu yaşanmaz. partiler ülkeyi yönetmek adına mecburen birbirleriyle işbirliği yapmak zorunda kalırlar. bu da halkın çoğunluğunun desteklediği yasaların yürürlüğe girmesini sağlar.
