Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
insan hergün anımsar mı aynı gözleri
SENi SEViYORDUM ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte...
Güldüğü zaman yukarıya bakardı;
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...
Ne güzeldiler sen bilmiyordun...
BEN SENi SEViYORDUM...
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu, çoğalarak
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, her şeyi erteleyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun,
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,
Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk...
Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller...
Ben SENi SEViYORDUM sen bilmiyordun...
Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun
Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları
Derken bir gün uzaktan gördüm seni...
Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı
Kalbimi acıttı her zamanki gibi...
Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun
Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir ya da boşver bilme en iyisi...
iclal Aydın
gerçek sevgiyse eğer karşılığı alındıysa en hoş en müthiş duygudur.
eğer karşılık alamadan karşılıksız seviliyorsa gerçekten zor durumdur. her an umut ile beklemek. dalgalar vurdukça yıkılan kumdan kuleleri tekrar tekrar onarmak, tam güçlüyüm atlattım artık sevmiyorum derken kendini ve çevrendikileri inandırma oyununu en iyi şekilde oynarken duygusal ya da sıradan bir şarkıda geçen bir söz ile uzun bir yolculukta gözlerin güzel bir manzaraya takılması ile veya tek başına entry girerken gördüğün bir başlıkta hiç bir şey yapmayıp düşünürken onu ne kadar sevdiğini anlayıp düşüşlere geçersin için kanar. oraları kabuk tutar sanarsın yine güçlü oyunlarına başlarsın. deliler gibi ağlarsın günün birinde bu sondu bu sana son ağlayışımdı artık dersin. beş on gün iyi gider herşey sonra yine aynı olaylardan biri gerçekleşir yine en başa döner olaylar. sevmek karşılıksız ise kendini mutlu olamadığın sadece güçlü gözükmeye çalıştığın ancak sonunda belirsiz aralıklar ile hep ağladığın kısır bir döngüdür. evet karşılıksız sevmişsen eğer kendini bu zorlu kısır döngüye karşıdaki kişinin güzelliği dışında fonksiyonu olmaksızın dahil etmektir. zordur ama herşey unutulur.
ayağa düşmüş eylem şimdilerde.. herkes birbirini hemencecik 'seviveriyor!'.. iki günlük tanıyor olması ya da sadece götürmeye çalışması problem değil. ne diyorlar? 'seni seviyorum!' bsg*
karşılıksızca yapılandır. yüzüne baktığında gülümsemene sebep olan olgudur. maziye ve geleceğe o kişiyle fotoğraflar eklemektir. sevmenin tanımı çoktur. vücuttan bağımsız çalışan kalbe benzer. sürekli seversin.
konuşup konuşup bıkmamaktır
surekli gulup, eğlene bilmektir.
gözlerine baktığında kendini orda görmek, başka bir şey düşünmemektir.
sevmek koca bir duvarı yıkıp, butun sınırlardan kurtulup özgurce yaşayabilmektir.