Artık ulaşmayı beklediğim eşiktir sebebi de sevdiğim kişiyle ortak noktamızın olmaması ve pohpohlanma ihtiyacı duyası köpek zaten seni karşılıksız seviyorum neyse vazgeçmeye ne zaman yeltensem bi dibimde bitmeler acayip rüyalar görmeler belki ben de bahane arıyorumdur.
edit: eşiğin ardı gerçekten harika yaşıyorum.
yaşamın sonunda önemli olan üç şey var der jack kornfield:
"ne kadar nazikçe yaşadığın, ne kadar sevdiğin ve senin için anlamı kalmayan şeylerden ne kadar zarif bir şekilde vazgeçebildiğindir."
o eşik ona güvenini kaybettiğin anki eşiktir. büyünün yok olduğu andır. samimiyetine olan inancınızın kaybolduğu andır. onu görünce kalbinin atmadığı andır. onu düşündüğünde artık heyecanlanmayıp, özlemediğin andır. artık onun senin olmadığını hissettiğinanladığın andır. ve artık ondan vazgeçebilirim dediğin anki eşiktir.
hiç bir şey veya kimse vazgeçilmez değildir. hayat bile.
konuşacak bir şeyin kalmadığını anladığında zaten vazgeçmişindir.
onu görünce kalbin atmaz, önceden gözüne gözükmeyen kusurlar,engeller yanlnız kalınca seni boğar ve kaybolursun sonra da kaçarsın.
aldatılma ve aşırı kapris haricinde olmayan eşiktir. konuşarak çözülemeyecek hiç bir şey yok aldatılmak ve kapris yüzünden sindirmeye çalışmak dışında. biraz sen biraz karşındaki insan fedakarlık yapar anlaşmazlıklar çözülür.
gizlice seviyordum açılma cesareti bulmaya çalışıyordum ve fark ettim ki arkadaşımın aşkı. gizli yaşadıkları için bilmiyordum fakat fark ettiğimde bildiğin yıkıldım. fark etmemse ayrı bir olay; ben fark ettirmeden onun gözlerine bakarken o gözlerin karşımdaki arkadaşımın gözlerinin içine sevgi dolu baktığını ve parladığını fark ettim.
sonrası zaten teorimi destekleyen durumlar. ve halen gizliyorlar.
özetle (bkz: arkadaşımın aşkısın)
ha bu arada; eğer ki biri olmasaydı ve bu benim en yakınımdaki arkadaş, bir kedi sabrıyla beklerdim. ya da başka biri olsaydı bekleyebilirdim ama böyle bir durumu kabullenmekten ve uzaklaşıp unutmaya çalışmaktan başka bir şey gelmiyor elden.
can yakan ama sonu kaçınılmaz eşik. halen gelip gelmediğimden emin olamadığım eşiktir aynı zamanda. eskiye dair o kadar çok şey var ki o kadar anı var ki şeytan diyor topla hepsini fırlat çöpe ama sonra birden duraksıyorum acıyorum. keşke karşımdaki insan da benim kadar vicdan sahibi olabilseydi. direk verdiğim bütün hediyeleri anılarımızı çöpe attığını belirtmişti de kendileri.
15 yıl dile kolay 15 yıldır aşığım bir kıza. universite de okumasına şahit oldum sonra izmir'den van'a öğretmen olarak atanmasına. 10 yıl orada öğretmenlik yapmasına. arada beni arayıp "hamileyim, babası istemiyor ama ben doğurmak istiyorum ama nüfusuna kayıt ettirecek bir babaya ihtiyacım var. bu sen olurmusun demesine" ya da eş durumundan tayin olabilmek için anlaşmalı evlilik teklifine bile maruz kaldım. yetmedi bir sene de evli kaldım. tayin olamadı boşandık. hala görüşürüyoruz. ona hala eşşek gibi aşık olduğumu biliyor. ne gitmeme musade ediyor ne ona yaklaşmama.
ben se ne gidebiliyorum ne de o na yaklaşabiliyorum.
eşikten daha fazlasıdır. olsa olsa hendektir. çukur baya derin kazılmıştır. üstünden atlamak için baya bir açılman ve bozuk paraları cebinden çıkarman gereklidir. atlayabilirsen bir sonraki leveli görürsün. atlayamazsan zaten içinde olduğun çukura bir kere daha düşersin. kaybedecek bir şeyin yoktur. sadece üstün kirlenir.