en sevdiğim şiirin muhtemelen tüm dizeleridir, benim seçtiklerimi tırnaklıyorum, eminim sizin de çok sevdiğiniz yerleri olacaktır bu şiirin, ayrıca bir insanın bu şiir dışında bir şiiri çok sevmesini nedense anlamlandıramıyorum.
BiR EFLATUN ÖLÜM
"kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim
sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım"
bu yanda sen,
bir yanda meyler ;
huzur,
mutluluk gibi şeyler...
güzel olana dair ne varsa
sen.
pek yan yok senden başka
aslında.
her yanım sen.
gülen,
güldüren her hal sen.
saksıdaki çiçek,
köşedeki ağaç sen.
eğriler içinde doğru,
dışlar içindeki iç sen.
cümleler arasına bağlaç sen.
yaşlar arasında tebessüm sen.
kırmızı,yeşil,mor,beyaz
sen.
yakalaması güç olan,
kalabalıkta duran yalnızlık sen...
çatlayan tomurcuğun
doğan çocuğun çığlığını duymadan
gül benizli sevgilinin
titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya
korka korka
yana yana
her gün biraz daha derinden
her gün biraz daha kapkara duyarak ölümü
aç ve arkasız
köpekleşerek
yaşamak dersen
bu yürek
çat diye çatlasın be!
Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.
iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
Bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
Kendi parmaklarınla kafes yaptın kendine
Avuçlarında Bâbil; mahkûmusun bozkırın
Yılanlar arasından geçmelisin her akşam
Ardın sıra kırılan kandillerin mahşeri
Sonra bir dağ başında
Sonra bir uçurumda
Sonra zehir damıtan bir şehrin ortasında
En ıssız günlerini yaşıyorsun kederin
Bekliyorsun; baktığın her nokta kül ve ateş
Bekliyorsun; su yüzlü güzelin dermanını
Bekliyorsun; aykırı doğacak çölde güneş
Bekliyorsun bir kahrın yaldızlı fermanını..
Cümlesi değil de cümleleri oldu lakin idare ediver.
Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
kimi sevsem sensin / hayret
sevgin hepsini nasıl degiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli.