sevilen şiirin en vurucu cümlesi

entry2088 galeri31 ses1
    1935.
  1. "Gençsin birçok şeylerde gönlün kalacak."
    0 ...
  2. 1934.
  3. "Kaldır perdeyi aradan
    Gezelim bilece(beraber) Tanrı.”
    3 ...
  4. 1933.
  5. görünmez bir mezarlıktır zaman
    şairler dolaşır saf saf
    tenhalarında şiir söyleyerek
    kim duysa / korkudan ölür
    – tahrip gücü yüksek-
    saatlı bir bombadır patlar
    an gelir attila ilhan ölür.
    7 ...
  6. 1932.
  7. Bende bir resmin var, yüzüme bakmıyor.
    1 ...
  8. 1931.
  9. ...Fakat artık ümit yetmiyor bana.
    ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum.
    4 ...
  10. 1930.
  11. Dünyayı anlamak belki zor bir mesele,
    ama geçiyor şöyle böyle,
    herşeyden uzaklaşıp gülmekse mesele,
    katıl aramıza ve de sen de söyle...
    0 ...
  12. 1929.
  13. --spoiler--
    vişne asidi vardı tadında rujunun
    --spoiler--

    öyle bir öpmek ki rujun kimyasal analizini yapmak.
    0 ...
  14. 1928.
  15. nazımın piraye için yazılmış 21-22 şiirlerinden 6 Ekim 1945 isimli şiirde geçer.
    "buruşuyor hala gelmeyen mektubun avucumda" olan cümledir.
    0 ...
  16. 1927.
  17. tut ki bir fransız bayrağı bulmuşsun.
    bleu blanc rouge
    ya da bir olimpiyat meşalesi
    kim barıştırır seni dünyayla
    hangi sulh hukuk
    hangi uyuşmazlık mahkemesi.
    "derin dereleri derin mi sandın?"
    diyor birisi
    radyoda.
    2 ...
  18. 1926.
  19. 1925.
  20. 'kahvelerden birine girip bir grog ısmarlasam,
    seni öldürmek için çareler tasarlasam.'
    1 ...
  21. 1924.
  22. insan bir akşam üstü ansızın yorulur.
    5 ...
  23. 1923.
  24. ... her insan bir uyumsuzluktur ölü olmadıkça. ‘

    Vurucu kısmı bunu kabullenmeye çalışmak mı dersiniz?
    3 ...
  25. 1922.
  26. ölen o gözüpekler gibi
    kahramanlar gibi demiyorum
    kahramanlık ancak birlikte olmaktır çağımızda.
    2 ...
  27. 1921.
  28. sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
    sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği.
    8 ...
  29. 1920.
  30. adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    0 ...
  31. 1919.
  32. öyle bir şiir ki her bir satırı ayrı etkileyici.

    Hatırlarım bir akşam bir yokuşa durmuştum;
    iri atlarımız macardı, dantellerimiz alman…

    Ne Göksu’da bülbül dinlemek ne Abdülhak Şinasi Bey…
    Ipılık bir sevgi geçerdi ara sıra içimden o zaman.

    Siz ne zaman öldünüz Allah aşkına; yani ne zaman?
    Kirli karlar bile erimemişti; haber yoktu nisandan!

    Rüştü paşaydı, ‘Deli Rüştü’ye çıkmıştı adı Osmanlı ordusunda.
    O zaman Hamit’ti padişah, kocaman bıyıkları kocaman…

    O günlerde her şey akıp giderdi biz de şaşardık;
    Hürriyet meşrutiyet otuz bir mart falan filan…

    Gemiler de öyle, boğazdan aşağı boğazan yukarı…
    Bıyıklarını burardı, umursamazdı paşa kocam o zaman.

    Rüştü Paşa’ydı, sakallıydı belki, sadece sakallıydı;
    Ki sakallar geçmişinde her halde bir orman!..

    Bir oğul, bir kız, iki gelin, bir damat, isviçre Lozan…
    Nasıl ağladığımı ben bilirim bir yangının ardından!

    Uykularım bölünüyor, artık şu konağı bekliyorum.
    Söyle ey muhabbet kuşunun tüyü, söyle, ölüm ne zaman?

    Hep bir şeylere baktım, bir şeyleri korudum, kızdım…
    Kızgındı; haremi vardı; sakallıydı Rüştü Paşa o zaman.

    Hatırlarım, bir akşam bir yokuşa durmuştum.
    iri atlarımız macardı, dantellerimiz alman…

    Bahriye nazırı Tevfik Paşa, mütarekeler falan…
    Dünya nasıl çekilirdi ayaklarımın altından!

    Annemin sonsuz giysileri, bir telaşı bileyen tramvay….
    Ben ne güzel çocuktum yalnızlıkların ardından!

    Yeniköy’de bir yalı, Fatih’te evler, ayışıklı bir zaman…
    Rüştü Paşa’ydı adı, Yıldız’da ve Dömeke’de kahraman…

    Herkes ne zaman ölür; elbet gülünün solduğu akşam!
    Aldım anlayamadım; öldüm anlayamadım almadığım bir akşam…

    Daha önce hiç ölmedim temmuzum ve incilerimle!
    Göksu’yu ışıklarla teşrif ettiğimiz akşam…

    Ne zaman gülüm solar, ne zaman deniz, ne zaman akşam?
    Ne zaman gemilerdi, ne zamandı paşa kocam?!

    Artık başucum dinlendirir bir şamdanın süsünü…
    Söyle ey Göksu akşamı, Hafız Burhan, ölüm ne zaman?..

    Mevlutlar okunur, dalgalar kalır bir geminin ardından;
    Öldüm ben, Saffet Hanımefendi, salihat-ı nisvandan!..
    1 ...
  33. 1918.
  34. “ben hiç böylesini görmemiştim
    vurdun kanıma girdin itirazım var.”

    Emperyal otel - Attila ilhan.
    1 ...
  35. 1917.
  36. Ve ben seni, en çok seni beklerken sevdiğimi hissedeceğim.

    Cezmi ersöz.
    2 ...
  37. 1916.
  38. ey sevda kuşanıp yollara düşen
    bilesin bu yollar dağlar dolanır.
    yare ulaşmadan düşersen eğer
    yarına sesinin yankısı kalır.
    0 ...
  39. 1912.
  40. " Cümle cevahire olsan da düşkün,
    Gönül zarfındaki pul yeter bana..."
    8 ...
  41. 1913.
  42. "Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
    Sen kaç köşeli yıldızsın?"
    13 ...
  43. 1911.
  44. Biliyorum sana giden yollar kapalı,
    Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni.
    1 ...
  45. 1910.
  46. Kadınları sevmek çok güzel,
    Tek bir kadını sevmek çok zor...
    2 ...
  47. 1909.
  48. Gitti geçmiş
    ve
    eskidi o efsane.
    Bir senin bedenin
    ve
    bir de onun yok olmayan aşkı kaldı.

    füruğ ferruhzad.

    başlığı okuyunca aklıma ilk gelen bu oldu.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük