Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
'' Ellerinden belli olur bir kadın ''
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin ellerin ve parmakların...
kimi sevsem sensin / hayret
sevgin hepsini nasıl degiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli.
Cümlesi değil de cümleleri oldu lakin idare ediver.
Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Kendi parmaklarınla kafes yaptın kendine
Avuçlarında Bâbil; mahkûmusun bozkırın
Yılanlar arasından geçmelisin her akşam
Ardın sıra kırılan kandillerin mahşeri
Sonra bir dağ başında
Sonra bir uçurumda
Sonra zehir damıtan bir şehrin ortasında
En ıssız günlerini yaşıyorsun kederin
Bekliyorsun; baktığın her nokta kül ve ateş
Bekliyorsun; su yüzlü güzelin dermanını
Bekliyorsun; aykırı doğacak çölde güneş
Bekliyorsun bir kahrın yaldızlı fermanını..