Icim Yanıyo
Sözlük
2 gün önce Tartışdık hala icim Yanıyo.
O günden beri ne bir mesaj ne bir Arama
Daha önceden böyle olmuştu
Lakin bu çok Farklı
içim Alev Topu gibi
Çok Fenayım Çoook...
Tartışmaya başlayan her ilişki (eğer eften püften ama sert tartışma ise) uzatmayın o iş bitmiştir. Çünkü çekilmez görür karşıdaki artık sizi. Uzatarak en fazla kendinizi zedelersiniz.
galiz hakaretler edilmediği sürece iyidir hoştur. arada bir kavga dövüş de olacak ki ilişki her boyutu ile yaşansın. tartıştıktan sonra sevişmenin tadını bilir misin abidin?
kardes ben senin şahsi durumunu bile tam cozumleyemedim birak iliskini cozumlemeyi.
saclarimi boyatmak demissin, ne renge ama. Saclarin beyazdir siyaha boyatmak istersin anlarim, ama tarik menguc veya djibril cisse de sac boyatiyor amk. Boyatmadan boyatmaya fark var, ki zaten bir erkek olarak yadirgadigim bisey bu erkekte sac boyasi olayi.
Kadinsan eger -sac boyatmaktan dolayi oyle dusundum- o zaman da sakal uzatman fail olur. Bi tane sakalli ablamiz vardi eurovisiona falan katildi hatta, ona ozeniyorsan gunluk hayatta cok sökmez o.
iliskin icin de sunu diyebilirim, guvensizlikten dolayi kavga cikiyorsa o iliski zaten bitmistir. Guvenin olmadigi yerde sevgi olmaz. O yuzden bu tarz sebeplerle kavga etmeniz iyidir.
Bende derken yani ben çıkarmıyorum, sevgilim çıkartır biz de tartışırız, sayayım hemen.
Saç, saç rengi, sakal, sakal uzunluğu, çenedeki sakal, kıl, tüy, Instagram, facebook, fotoğraf atmak, durum vs.
Bunlar ne Allah aşkına?
Yalan, güvensizlik, artık sevmemek, aldatma, başkalarıyla konuşma vs gibi konular olsa anlarım ama bu konular ne ya?
Sakalın 6 cm olmuş onu kes 2 cmye kadar kısalt diye tartıştık biz, daha ne olsun?
Peki ben ne yaptım? istekle uzattığım saçımı kestirdim, sakalımı kestirdim, saçımı boyatmaktan vazgeçtim, instagramı kapattım, twitter'ı kilitledim, aylarca tek tük foto attım, karşılığında ne gördüm? Hala baskı, hala kısıtlama, hala saydırılan emirler, hala tartışma.
Tebrik ediyorum, asrın en gereksiz yere tartışan çifti olduk.
Artık verdiği hiçbir emiri yapmamaya karar verdim zira yaptığım hiçbir şeyin bir değeri yokmuş.
öyledir ki kaybedecem korkusuyla bazen gururunuzu ayaklar altına alıp haklı olduğunuz halde alttan alıp özür dileyebilirsiniz. eğer ki nişana falan yakınsa bunu yapabilirsiniz ama nişan için 3-5 sene varsa yani üniversite başları falansa siktir edin lan ne ezdiriyorsunuz kendinizi. nişanlıysanızda ezdirmeyin lan.
sakin bir şekilde, saygı çizgisini aşmadan, pişman olacağınız kelimeleri savurmadan yapıldığı sürece ilişkiyi beslediğini bile düşünebiliriz.
ancak öfkeden gözünüz dönmüş bir şekilde yapar, ağır kelimeler kullanır, geri dönülmez yollara girerseniz işte tam da burada ilişkinin ilk kırılma noktasını oluşturursunuz.
çok değişik bir durumdur. hayatınızda yaptığınız bütün tartışmalardan farklıdır bu tartışma. bir serçeyi avuçlarınızda tutmaya benzer yahut sonucu olmayan bir bulmacaya. neticeye varamazsanız acı çekmek kesindir, hele ki haksız olan taraf için bu acılar sonu görülmeyen bir zulme dönüşür. sevdiğinizi kırmak istemezsiniz, aklınızın ucundan bile geçmez, söylediği her şeye boyun eğersiniz, o sizi kırıp geçirir belki ama siz hala aldırış etmeden onu düşünür, sizin yaptığınız o yanlış için akıttığı her göz yaşı uğruna dolaplara yumruklar; kendinize ise küfürler savurursunuz... yaptığınız, yapacağınız her şeyden vazgçersiniz, canınız hiç bir şey istemez bu boşluk zamanlarında ağlamayı kendinize yediremeyip gecenin 12 sin de nefesiniz kesilene kadar durmadan koşarsınız belki, hayatınızda başınıza gelen en güzel şeylerden biri olan sevgilinizi, balınızı, üzdüğünüz için kendinizi asla ama asla affetmezsiniz, hani her insanın kıyameti kendi ölümüdür ya işte siz onun gözlerine baktığınızda (bir fotoğraf olsa dahi) o kıyametin bir simülasyonunu yaşarsınız, en sevdiğiniz şarkıyı değil de en sevdiğiniz sözleri açarsınız o gün, gözleriniz hafif hafif puslanmaya başlayınca, çiçek desenli yurt yastığını yüzünüze bastırıp bağıra bağıra ağlarsınız bu sefer nefesiniz sizi geriden takip edene dek hem de... ama bu da bir çare değildir.. uykusuz geçen yaklaşık 3 saatin ardından, günün en soğuk saatlerinde güneşi beklersiniz ama aydınlatması veya ısıtması için değildir bu bekleyiş... bir kağıt bir kalem alırsınız raftan, pencerenin pervazına oturduktan sonra şehrin uyanışını ve ruhunuzun inadına batışını izleyerek bir şeyler karalamaya kalkarsınız ama yüreğinizin karasından kurtulamazsınız işte.....
kesinlikle en güzel eylemlerden biridir. en azından benim adıma. sevdiğim eski sevgilimden örnek vereceğim. karşılıklı sevgiye rahmen adam akıllı konuşamazdık. iki tarafta konuşmadan zevk almazdı bunu anlıyorduk ikimizde ama aylarca öyle gitti.
ama şöyle ki kavga anlarında içimizi döküyorduk ne kadar kavga dahi etsek hoşuma gidiyordu sinirleniyordum ama bir yandan bu beni seviyor lan diyordum. ergence gelebilir. farklı bir durum. eski işte.
intihar sebebidir. bazen öyle saçma şeyler için tartışılır ki, kendi yaptıklarını saçma bulursun; ama genelde geri adım atılmaz ve tartışmalar, gurur yüzünden uzar gider.