Sensiz de denizi seyredebiliyorum.
Hem dalgaların dili seninkinden açık.
Ne kadar hatırlatsan kendini boş.
Sensiz de seni sevebiliyorum.
Hep boş konuşurduk hatırlar mısın, bula bula,
Karşılaştığımız zamanlarda.
Sen, sevgiden şımaran çocuk,
Ben şaşıran budala.
iki tarafta konuşmayı sevmeyen tiplerse ortaya çıkan durumdur. zıt kutuplar birbirini çeker misali, iki taraf da geveze birer sevgili bulursa bu sıkıcı durumdan kurtulurlar.
gayet mümkün bir hadisedir,çünkü bazen hiçkimseyle konuşacak bir şey bulamayabilir insan..asıl sorun ; sevgilinin yanında illaki konuşacak bir şeyler bulmaya çalışmak hissinin zorunluluğu,susma isteğinin, bünyelerde , sıkıntı yaratmasıdır...önemli olan sevgilinin yanında rahatça susabilmenin ve bunu ilişki için sorun olarak görmeyen bir partnerle kesişmiş olmanın konforunu yaşamaktır..
ilişkinin en başlarındaysa henüz çiftler birbirlerini tanımadıkları ve işin içinde utangaçlık olduğu için normal ama uzun süreli bir ilişkiyse bir takım büyük sorunlara işaret olduğu için kötü bir olaydır.
sevgililiğin cicim aylarının en çok anımsanıp özlendiği durum, birlikteliğin sorgulanmaya başladığı andır.aslında konuşulacak bir şey bulunmadığından değildir, "ne yapacağız şimdi biz bu ilişkiyi" diye arpacı kumrusu gibi düşünüldüğünden olabilir bu mesela.
ilişkinin ilk zamanlarında, henüz birbirini tanıma aşamasındayken; acaba ne desem, bunları anlatsam benim hakkımda yanlış birşeyler mi düşünür?.. diye uzayıp giden bir iç konuşma sırasında uzunca bir sessizlik olur, kimse konuşmaz iki tarafta karşısının ağzından çıkacak sözcükleri beklemektedir dört gözle. birde bu taraftan düşünmek lazım. zaten ilişki ilerleyip birbirini sevdikten sonra saatler boyunca telefonda konuşulacaktır.
erkeğin telaşa mahal vermemesi gereken durumdur. zira hatun kişisi için öyle bir sorun yoktur. o gün kuaföre gitmiştir, on dakikalık işini yarım saatte anlatır, bir arkadaşı diğer arkadaşının arkasından konuşmuştur, hiç tanımamanıza rağmen bir saate yakın dinlersiniz olayları hele bir de onun arkasından konuşulmuşsa en az iki saati vardır. bunlardan mütevellit korkmaya gerek yoktur...
konuşacak şey , aman bişi dersem kavga ederiz bahanesiyle bulunamıyorsa ya da her söylenilen şeye karşı taraftan " ama ben öyle düşünmüyorum ki.." diye bir tepki geliyorsa "her bitiş bir başlangıştır" prensibiyle yaklaşılması gereken durumdur.
karizmanın çizilmesi, ilişkide tehlike çanlarının çalmaya başlaması diye yorumlanabilir... ama insan sevdiğiylede susabilmeli... kaygısızca susabiliyosan, kasmadan uzun süre biriyle sessizliği paylaşabiliyosan senin o insana yakınlığınıda gösterir bu kanımca. bu sessizlik kulağını yırtmıyorsa gerçekten gerçekten ait olduğun yerdesindir...