sevgiliyle kahvaltı yapmak

    34.
  1. asla ve asla tam tanımadan, ciddi anlamda bir yol almadan, bir yola girmeden, evinizde kendi ailenize davet ederek yapmamakta yarar olan durum. bu tanıma mevzusunu baş başa kahvaltı ile yapmalısınız. zaten sevgili ile kahvaltı yapmak denmiş, kahvaltıya çağırıp anne baba ile vs tanıştırmak denmemiş ama, ben acele etmemek hususuna değinmek istedim. anne babaya, özellikle anneye, kız beğendirmek zordur, sonrasında ben ne beğeneceğim, sen hayat kuracaksın demesine rağmen, beğenmez ise mutsuz olması falan. bir sürü tantana. gerek yok. baş başa yapılmalıdır bir süre, ondan sonra tanımaya başlarsınız, ona göre tanıştırma durumu olabilir ciddi anlamda. bu biraz, arkadaşlık anlamında, yolculuk yap, iyi tanı arkadaşını konusunun, ilişkiler anlamında ki karşıtlığı gibi bence. sevgilim ve dahası kahvaltı durumu gibi bir durumum hiç yok, niye böyle anlattım bende anlamadım, neyse. swh.
    12 ...
  2. 5.
  3. dünyanın geri kalanını umursamadığınız zaman dilimlerinden biridir. gün sadece ikiniz için başlamış hissi verir.

    (bkz: allahsız kitapsız zalım başlıklar)
    5 ...
  4. 35.
  5. Malum kahvaltı artık gelişen popüler kültürün gözde aktivitelerinden birisi.

    Mekanlarda ve otellerde artık köy kahvaltısından, fransız mutfağına, hatta isviçre alp esintisi adı altında kahvaltı tabaklarına bile mahal vermektedir. Şahsen hafta içi yoğun çalışıldığı için insan uykuya hasret kalıyor. Bunun üzerine bir de sevgili sürekli kahvaltıya gidelim diye darlıyorsa inanın insan derbeder oluyor. Umarım kısa zamanda azalarak biter bu akım. Herkes efendi efendi evinde kahvaltısını yapar.
    4 ...
  6. 1.
  7. güzeldir. bir öğlen yemeği ya da akşam yemeğinden farklı olarak gözler yanyana açılmıştır ve uyku mahmurluğu henüz atılmıştır. samimidir, keyiflidir.
    4 ...
  8. 17.
  9. sevişip koklaşıp sarmaşmak varken, vakit kaybıdır hiç şüphesiz. vaktiniz bolsa bi şey diyemem tabi. derim aslında. aslında var ya hiç hoşlanmam birbirleriyle geçirecek vakti pek bol olan birbirine aşkla bağlı olan çiftlerden.

    düşünsene bi;

    "sabahı sevişerek buluyosun ucunu bucağını hesaplamadan. bi baktın güneş göstermiş yüzünü, çıkıyorsun evden belinde sevgilinin kolu, gidebildiğin yer senin oluyor sonra. zamana karşı yarışmıyorsun mesela ve böylece kendini gerçekleştirebiliyor, karşındakinin de kendini gerçekleştirmesine fırsat veriyorsun gerçekten de. hayatını, tasavvurlarla ve hayallerle değil, mümkün kılabildiğin arzuların hazzıyla ayakların yerden kesildiği üzre biraz daha yüksekte yaşıyorsun. karşında değirmen yok, ve don kişot değilsin ne mutlu ki. karşında kocaman bi boşluk, ilerleyebildiğin kadar kendinsin. sonra zeytin falan yiyosun, çayının yanında simit. zeytin mühim abi, en az simit kadar mühim. sonra karnın doyuyor, eve koşup yine sevişiyosun; gıdım gıdım değil, gelişine! aşk çoğalıyor sonra, dağları aşıyor aşk, bi daha bi daha perçinleniyor"

    böyle düşününce kıskanıyorum işte affedin, elimde değil. bu yönümle kötü biriyim galiba; uykusuz, aksi falan. ama dedim ya, elimde değil. biri bi yeren cam açsa keşke, daraldım yine kıskançlıktan.

    demeyeyim dedim ama diycem; "ulan ne şanslısınız ibneler!"

    ehe.
    3 ...
  10. 7.
  11. 124 gündür hasret kaldığımdır. sıradaki parçayı sevgilisiyle kahvaltı yapmaya hasret kalmış aşıklara armağan ediyorum.

    3 ...
  12. 15.
  13. bıdı bıdı konuşarak kahvaltı yapmaktır. * hem sohbete, hem kahvaltıya, hem aşka doymaktır. *
    3 ...
  14. 16.
  15. başbaşa yapılırsa daha güzeldir.
    2 ...
  16. 2.
  17. 20.
© 2025 uludağ sözlük