içkiye benzer bir şey var bu havalarda
Kötü ediyor insanı, kötü
Hele bir de hasretlik oldu mu serde
Sevdiğin başka yerde
Dertli ediyor insanı, dertli
içkiye benzer bir şey var bu havalarda
Sarhoş ediyor insanı, sarhoş...
Adı, soyadı açılır parantez
Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti
Kapanır, parantez..
O şimdi kitaplarda bir isim, bir soyadı
Bir parantez içinde doğum, ölüm yılları.
Ya sayfa altında, ya da az ilerde
Eserleri, ne zaman basıldıkları
Kısa, uzun bir liste.
Kitap adları
Can çekişen kuşlar gibi elinizde.
Parantezin içindeki çizgi
Ne varsa orda
Ümidi, korkusu, gözyaşı, sevinci
Ne varsa orda.
O şimdi kitaplarda
Bir çizgilik yerde hapis,
Hâlâ mı yaşıyor, korunamaz ki,
Öldürebilirsiniz.
Sevgileri yarınlara bıraktınız,
Çekingen tutuk saygılı
Bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı;
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitte bir sevgiyi söylemek
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği,
aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı
Gecelerde ve yalnız
Vermeye az buldunuz yahut
Vakit olmadı.
O güneşe en yakın
Kimsenin varamayacağı bir dağ başında
Uçsuz bucaksız uzak denizlerde
insan ayağı değmemiş ormanlarda
Uzaklarda en uzaklarda,
O gemilerin uğramadığı limanlarda
Işığım ol, alınyazım ol benim,
Vatanım ol, evim ol,
Yeter ki bir ömür boyu benim ol
Her günüm seninle geçsin.
Aşkımda değişebilir, gerçeklerimde.
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı,
Yan gelmişim diz boyu sulara.
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum.
Hiç birinizle döğüşemem.
Siz ne derseniz deyiniz.
Benim gizli bir bildiğim var.
Sizin alınız al, inandım
Sizin morunuz mor, inandım.
Ben tam dünyaya göre,
Ben tam, kendime göre.
Ama sizin adınız ne ?
Benim dengemi bozmayınız.
Başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..
Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun
bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince
nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..
tabiat kuralları, saatlerin akrebiyle yelkovanını en sevdiğiniz yere, buluşma anına denk getirmek için dünyayı gerektiği kadar döndürür ve "o" gelir. alabildiğine beyaz, kumral, ela ve kırmızı.
sevmesini beklemek,senin olmasını beklemek ,sevgiliyi beklemektir işte.sabretmek ,fedakarlık yapmak zamana bırakmak geçip gitmeyen sanki yerinde saniyeleri dakikaları sayan zamana her neyse herneolursa olsun sevgiliyi gönülden beklemek sadece gerçekten sevenin bekleyişidir.