son olduğunu biliyorsan, bu sonlar; son öpüş, son bakış, son konuşmalar, son kez sevgili olmak, en çok seni acıtıyorsa öl daha iyi. hatta o haldeyken öl ondan güzel ölüm mü var. birazdan gidecek sensiz bir hayata sen gideceksin hayat bile denemeyecek bir yere. avuçlarında kollarında hissettiğin beden başkasının olacak. yaşayıp yapacaksın ki.
ÇÖLE YOLCULUK EDERKEN SON iÇiLEN SU GiBiDiR...
SON UMUTTUR, SON HUZUR...
AYRILIĞA iLK ADIMDIR BiR YANDANDA.
O'NSUZ HAYATA BAŞLAMANIN SON GÜZELLiĞi.
HiÇ BiTMESiN iSTERSiNiZ OYSA...
iÇTEN GELEN SÖZLERi DIŞARI YANSITAMAMANIN EN YOĞUN HALiDiR.
SON KEZ ÇEKiLiR KOKUSU KOCA BiR ÖZLEMLE...
sevgilimle tam 3 yıl önce yapmak zorunda kaldığımız beni benden alan eylem..
ha bide, arkasından el salladım. yolcu ettim onu. hey gidi günler hey hala daha ayaktayım gördüğünüz üzere..
"Yarım kaldı
Sende kalsın, kalsın yarım
Tadın kaldı
Bende kalsın, bende tadın
Bir daha dokunursan
Bir kez daha bana dokunursan
Karışırız
Karışır dünLe yarın
Bizi üzen neyse burda bitsin"
son kez sarıldığını bile bilememektir.
tekrar göreceğini ve ona sarılacağını umarsın çünkü başka bir ihtimal , başka bir beklenti , başka bir olanak yoktur.nasıl olacaktır ki sen ona ilk kez sarıldığın gün gibi sarılmışsındır.sonra bir bakmışsın aslında son kez sarılmışsın ,ve bunu bilmeden otobüsün camından son kez bir el sallayışı kalıcaktır hafızanda, o kadar...
son bakış olduğunu bilseydim biner miydim o otobüse,
son sarılma olduğunu bırakır mıydım o belini,
son el sallamanı bilseydim bırakır mıydım o eli havada..
o gün o karanlıkta sana sarıldığımda bunun son olacağını bilseydim eğer sarılırken ölümü beklerdim.keşke bilseydim ve son olmasına izin vermeseydim.belki bir ihtimal olurdu ha ne dersin ?
bize dair bir umut ?
olmazdı değil mi olmaz dı,sen sevmezken nasıl olurdu ki ?
nasıl olursa olsun kötüdür. bilerek yada bilmeyerek de olsa son defa sarılma duygusu insanın içini acıtır. söylemiştir, gideceğim demiştir ve son kez kokusunu içine çekercesine sarılırsın. belki de bir daha göremem endişesiyle.. bu kötünün iyisi durumdur, son defa sarılamadan onu kaybetmenin yanında. bir haber gelir ve onu kaybettik derler. o an peşinden gitmek, sıkıca sarılıp hiç bırakmamak istersin, koparamazlar seni ondan. faydasızdır.. bir daha ona sarılamayacaksındır. kabullenmek zordur..
''seni üzüyorum artık. ve bunun vicdan azabını yaşamak bana ağır geliyor. ayrılalım kemcuk agizli...'' şeklindeki kesin karara karşılık, ''anlamadım. birbirimizi hala seviyoruz; ama buna rağmen ayrılıyoruz öyle mi kahve gözlüm?'' cevabını içinde eriten bir günden daha fazla ne beklenebilirdi ki... göz göze gelindi son defa, tokalaşıldı. ardından razı olmadı yürekleri bu denli katı ve acımasız olmaya, dayanamadılar ve sımsıkı sarıldılar birbirlerine. daha doğrusu kemcuk agizli sarıldı yalnızca ve kadın bu tabloda belli belirsiz bir silüetti...
net bir şey söyleyemiyorum aşk ve sevgi ne kadar gerçektir, var mıdır yok mudur, inanılacak bir şey midir; ancak şuna eminim ki terk edilenler sevmeye devam etmemeli terk edeni, sırtını dönüp gideni... sarılarak ayrılmamalı sevgililer, daha sade bir ifadeyle sevgililer ayrılmaya yönelik iradelerini sarılarak sakatlamamalı...
sevginin, sevdanın, aşkın var olduğu fakat hayatın ve ilişkinin yürütülemediği, mantığın devreye girdiği durumlarda gerçekleştirilen mecburi ayrılık sonrası yapılan eylem..insanın içi kan ağlar ama yürümüyordur, yapacak birşey yoktur..aksi halde sevginin bittiği ilişkilerde sarılarak ayrılmanın olacağını sanmıyorum.
