özlenir. göğsünden aldığın sıcaklık buz gibi duvarlar arasında can verir, sadece sarılıp uyumak değil sabah gözünü açtığında gülümseyen yüzüyle yine mutlu bir sabah deyiverirsin.
geceleri yatakta üşüdüğümde bol bol hayalini kurduğum andır. eskiden birlikte kurardık bu hayali ama artık annesinden dolayı görüşemediğimiz için ne yaptığını neyi düşlediğini bile bilemiyorum...
insanın hayatında sadece bir kişiyle-ki o da evlendiği kişi-yaşaması gereken durumdur.hayatının o dakikasına kadar kimseye ait olmamak ve yıllarca onu beklemek...
eğer siz dünyalar kadar uzaktayken işbu kişi tarafından terkedilmişseniz ve sonrasında evinize döndüğünüzde gördüğünüz yatakta en son bu eylemi gerçekleştirmişseniz, hayatınızı siken, ömrünüzden ömür alan bir eylem olabilmektedir.
"my girl, my girl, don't lie to me,
tell me where did you sleep last night?"
akıl sağlığı için tez vakit unutulması ve "belki" de onun yaptığı gibi bu eylemi bir başkası ile yenilemeli.
şimdi belki biraz mallık olacak ama aslında o kadar da hoş bir olay değildir. gecenin bir yarısı burnunuzun ortasına dirsek yemek, sevgilinin kolun üzerine yatmasından dolayı uyuşma, bir türlü rahat bir sarılma pozisyonuna girememe (özellikle sevgilinin boyu uzunsa) gibi sorunlar vardır. bir süre sonra zaten ikiniz de arkanızı dönüp uyumaya başlarsınız. tek kişilik yatakta da bu birinin yataktan düşmesine neden olabiliyor.
o yüzden sevmiyorum bunu arkadaş. rahat değil. romantikliği var teoride ama pratikte olmuyor.
sevişmekten daha büyük haz veren olaydır. durup durup burnunuza gelen kokuyu bütün bir gece hissetmek, sıcaklığıyla eridiğiniz teni bütün bir gece teninizde hissetmek, gece bir an uyandığınızda yanınızda sevdiğinizi bulmak ve sonra sevgilinizi öperek, koklayarak, sarıp sarmalayarak uyandırmak şu dünyada yaşanabilecek en büyük zevkler arasında.
Her erkeğin olduğu kadar her kadınında rüyasıdır. Ancak Evlendikten sonra sarılarak uyumaya pek fırsat kalınmayasıca bir durum olarak da nitelendirilebilir.
yekvücut olduktan sonra sevgiliyi sıkarak nefessiz bırakabilmektir.ereksiyon ve orgazm halinin geçmesi beklenir.aksi takdirde her iki cinste sarılı halde duramaz,kanlar kaynaşır,damar damar üstüne çıkar.
önce o uyursa saatlerce yüzüne bakmak, bakıp bakıp hayal kurmaktır. hayal kurdukça uykunuz gelmez, uyku gelmeyince hayale devam..
eğer bu durum sürekli ise, yalnız kaldığınız bir gece adeta işkence gibidir, çünkü saatlerce yatakta dönmenize rağmen uykunuz gelmez, uyudunuz diyelim, kısa bir süre sonra korkarak uyanırsınız, çocuklukta olduğu gibi garip sesler, garip renkler görmeye başlarsınız. yok yok bu bir çeşit çin işkencesidir. ***
kokusunu doyasıya içine çekerek tüm gün onu solumaya, sıcaklığıyla ısınmaya, ürkekliğiyle heyecanlanmayı, nefesiyle nefesini ayarlayıp birlikte solumaya çalışmaktır bir yerde. o an dünyadaki diğer insanların varlığını saymaz ve sadece sevgiliyi görür,hissedersin. hayatınızda bir kere tattığınız bir duyguysa ve bir daha sevdiğiniz insanla yaşamayacağınızı biliyor, hissediyorsanız yanından gitmesini istemez, zaman dursa da biz hep böyle kalsak hayalleri kurarsınız. düşüncesi bile adama koyar. sonunda gün biter, aylar geçer ve haklı olduğunuzu gördüğünüzde boşa geçen saatlere yanar, acırsınız.
demem o ki; bazı şeyleri yaşarken kıymetini bilmek de, anın tadını çıkarıp kokusunu iyice ciğerlere doldurmakta, arada uyanıp öpmekte yarar var. sonra çok geç olabiliyor.
Hiç bitmesini istemediğimiz bir duygudur. O koku, o ten dün yada başka kimsede yok zannederiz ve öyledir de. Güven duygusunun yoğunlaştığı bir ortamdır.