baya güzel olan bir eylem. sevgili olmasına gerek yok, sevdiğin insanla da sarılıp uyuyunca aynı etkiyi yaratıyor.
hani yatağa seni elinden tutup götürüyor da, sonra açıp senin yorganın altına kayarak girmeni izliyor ya. sonra kendisi de gelip sana sıkıca sarılıyor, üşüyorsun diye yalnızca. sonra üstünüzü örtüyor, saçlarını öpüyor. yatakta bir şey söylüyor, trip atmak için dönüyorsun ona sırtını. sonra sarılıp öpüyor seni yüzlerce kez.
ve en güzeli de, sabah onunla uyanıyorsun.
lakin unutmamak gereken bir şey de var, eğer telefonunun alarm sesi baya sert bir metal müzikse, alarmı kapatmayı unutmayınız. zira sabah o yataktan hunharca sıçrıyorsunuz.
uzun zamandır gerçekleştirmediğim faaliyet. eski sevgilimi nasıl terkettiysem ahı hala geçmedi. basiretim bağlandı resmen. neyse ki bugünler de geçer. güneşli günler görürüm elbet.
hayallerde olanı hep daha güzel olan eylemdir. gerçekte, erkek sevgili metabolizması gereği yüksek olan vücut ısısı sebebiyle darlanır sarılıyorsa bırakır ve yahut sarılan hatundan az biraz kaçar. hatun ise durumun farkında bile olsa içten içe bi buruklaşır.
böyle romantizm olmaz işte. onçün en iyisi göte göte dönün uyuyun temiz temiz.
sevgiliye sarılıp.
evet benim lugatımda bu kadar. sarılırım koklarım ama asla uyuyamam. dokunarak bile uyuyamam. illa uzaklaşacağım. o bir yerde ben bir yerde.
en berbat alışkanlıktır. o sıcak havalarda bile ne kadar bunalırsan bunal kenetlenmiş vücuttan uykunun en derin anında bile fire verilmez. böyle kucakladıkça ( yazar burada kucaklamak derken sarılmayı kast ediyor- ben kucaklamak diyorum kimse anlamıyor) kucaklayasınız geliyor. gece uyandığınızda yanınıza bir ten, bir koku, bir nefes. kokuyu severim. nefesi yüzüme değen adamları da. kış günlerinde yine siz kenetlenerek ve kucaklayarak yattığınızdan üşümezsiniz ama gece kalkıp üzerinizi örten sevgiliyi hissettiğinizde şımarırsınız. bir gün sikip/siktirip gidecek olsa da ana babanızdan sonra sizin gece üşümemenizi isteyen tek insandır.
ve eğer karanlıktan korkuyorsanız gece lambasına sırtınızı çevirip uyuyacak özgüveni oluşturur sevgiliyle uyumak. sabah uyandığınızda ilk onu görmek, öpmek, yatakta şımarmak, biraz naz yapmak, biraz cilveleşmek, sırnaşmak. şımarmak nasıl da yakışık koca koca insanlara.
ama her güzel şeyin sonu var. uyanın son istasyondayız. böyle bir rutinden sonra yastığa başınızı tek koymak zor gelir. arada uyanıp yatağın boş tarafını elinizle yoklarsınız. dolaba kaldırdığınız gece lambasını çıkarırsınız. kış günleri yorganın üstüne battaniye alır yazın bir gecelikle rahat rahat yatarsınız. gece uyandığınızda suyunuzu kendiniz almak zorundasınızdır. hatta o boşluğu kapatmak için yastık sayısını üçe çıkarırsınız. ya da koynunuza geçici tenler alırsınız.
araştırmalara göre aslında bir nevi tam olarak güvenememek duygusuymuş. insan doğası bir insana sırtını dönüp uyuyabilmesi için güven seviyesinin yüksek olması lazımmmış. yani aslında çiftler zaman geçtikçe birbirinden sıkılmıyor aksine güven duyguları pekiştiği için tabiri caizse götünü dönüp uyuyor.
sevgiliye sarilip uyutmamak. horluyorum anasini satiym bide salyam da akar benim ensesi serbetini cekmemis baklava gibi olur yeminle ya o uyusun diye ben uyumayacam yada horluyo falan ama askim uyanmasin diye o uyumayacak.
sanıldığı kadar harika olmayan durumdur. yüz yüze verip uyusanız dar alanda sık nefes alıp vermek yüzünden sıcaklık artışı olur. biriniz sırtını dönse diğeri ona arkadan sarılsa arkadaki muhtemelen uzun saçlardan dolayı nefes alamaz.
en temizi sırtını dönüp bağımsız olarak uyumaktır, hiç kasmaya gerek yok neticede.
yalandır. külliyen yalandır bahanedir yol yapma oyunudur. Sen rahat bir şeyler giyeceksin o yatağa uzanacaksın, sevgilin de gelecek arkadan sarılacak uyuyacaksın ya bi git, en az iki kere diyorum.
ayrica aylardir hayali kurulan, olmayan sevgilinin olmayan ama varolan kokusuyla avunmaktir. su an asik olmak ıcin, asik oldugum insanin gogsunde uyuyakalmak icin neleri vermezdim ki.
bu aralar yapmak istediğimdir. beline yavaşça dolayıp ellerimi kulağına bir şeyler fısıldamak ve bir öpücük kondurmak yanağına sonra uyumak beraber hepsi bu kadar.
