Sigarasının dumanı gelir bazen burnuma.. bazen üflediği neyin sesi.. yastıkta bulurum bazen; rakı kokar nefesi.. hali kendinedir, kendisi haline.. boylu boyunca gölgemdedir bazen; uzun esmer bir çocuk.. ellerim olmazsa saçında, uyuyamaz, kudurur..
seni böyle sevdim ben.. sen sen gibi, ben ben gibiyken.. mavinin yeşile çaldığı yıllardı o zaman.. beyaz söylerdi önlüklerimiz, siyah ellerimizin izinde.. ben tek kişiliktim, sen çok kişilikli haylaz, kurnaz ve çapkın.. içimde seni bekliyordu, herkesten sakladığım kadın..
rüya mı dersin, gerçek mi, hayal mi, düş mü.. orasını sen bilirsin.. ben ne yaşadığımı bilirim ne yaşatmadığımı.. eski harflerini bilirim senin.. türkülerden çaldığın kesik kısık cümlelerini.. o çok akıllı sandığın, deli divane hallerini.. parlamanı bilirim, havayi fişek gibi küle dönüp, camdan ayakkabını aramanı.. 45 numara ayakkabı, başka hangi prense uyar ki..
yine her zaman ki gibi yazıyorsun.. yine harflerin kokuyor tüm salon.. kaç kişi biliyor acaba yazdıklarının seni terlettiğini? bir adamın teri bile alfabe kokabilir mi? bu cümleleri okurken güleceğimi bile biliyorsun.. üstelik yine kendine yontmuş düşüncelerimi diyeceğimi.. her şeyi bilen adam.. bilmediğin o kadar çok şey var ki..
uyumadığımı biliyorsun.. uyumayacağımı da.. işte ben de bunu anlamıyorum.. neden içeride, içine çekiyorsunki içini.. kim bilir yine hangi düştesin.. hangi tarafını tatmin ediyorsun egonun.. hangi hayalin peşinde yine aklın.. ah benim ahh tutan adamım.. çakmağının sesini duydum; yine yeni bir sigara yaktın.. sağ olsun canın.. bu gece de sensiz yatarım..
sen gül serp.. ben saati sayarım.. bari bir gece, sabah olmadan uyu.. yarın yine erken kalkacaksın.. saçını özledi avuçlarım.. boşaldığın dünyaları unut küçük adam; gel bak, yine bana dolacaksın..