atkı muhabbeti açılmıştı, ihtiyacım vardı. fikir nereden çıktı hatırlamıyorum ama ben sana öreyim dedi. biliyor musun diye sorduğum da daha önce hiçbir şey örmediğini söylemişti. birkaç gün sonra örmüş göndermiş. öğrenebilmek için alt katlarda oturan bir teyzeyle ahbab olmuş. teyze buna boyuna göre yap deyince bu da kendi üzerine sarıp sarıp ayarlamış. kokusu sinmiş ki onunki gidip benimki geçer diye kullanmadım. uzun mesafe ilişkisi olunca özledikçe kokladım.
yıllar sonra çekmecemi karıştırınca geçti elime. anılar canlandı gözümde. istemsizce burnuma yaklaştırdım. kokusu eskisi gibi değildi tabi. ilişki bitmiş yollar ayrılmış çoktan. diğer eskilerimle birlikte giysi toplama kutusuna attım. umarım ihtiyacı olan birine ulaşmıştır.
Sevdiğim birine örmüştüm kahverengi, parfümü de sıkıp yılbaşında hediye etmiştim.
Nişanlı çıktı şerefsiz.
Benim, bi daha sanmıyorum biri için böyle şeyler yapacağımı, gerçi ben yapabilirim de, güvenmiyorum.
Hâlâ mevcuttur. Bir arkadaşımın sevgilisiyle yıl dönümü geliyordu. hediye alacakmış, tavsiye istemişti. Atkı vs almasını önermiştim. Kız "ben ona atkı almak yerine örmeyi tercih ederim." demişti. Al çarp bi tane ağzına. Aynen sen ve senin mükemmel emek ve sevgi dolu ilişkin.
Bir dönem moda gibiydi, sadece sevgilin değil çıkmak üzere olduğun kız bile örerdi. O sırada yeni buluşmaya başladığım kızın yün aldığını görünce kendisine atkı takmayan biri olduğumu söylemiştim. 3 hafta sonra ördüğü boğazlı kazağı bana hediye etti.
yakın arkadaşlarıma ördüm. iki atkının toplamı 4 metreyi geçiyordu.
sevgiliye örme fırsatım olmadı. olsa da örmem, örgü örmek çok zor. gitsin alsın ulan.