* onun ölçülü içmesine ve kendisini dağıtmamasına itina edilmelidir.
* ilk fondipe katılabilirsiniz... çünkü kendisini yalnız hissetmemeli... ama sonraki fondiplere asla.
* ve muhabbettin bir yerinde " yakışıklı adamsın lan erkan , sana kız mı yok hocam " diye telkinde bulunup buradan muhabbete devam edilmelidir.
*" bak oğlum erkan boşa gözünde büyütüyorsun ... ilk ayrılan siz misiniz lan... yüzüne bakılır bir çocuksun ... dünyada bir tek o mu var . " bunlar önemli kelamlardır ve muhakkak soylenmelidir.
* ve kızı tanıyorsanız kötüleyin... " neydi o ilk geldiğindeki sürat.. ölü balık gibi bakıyordu insana... " gibi cümleler kurun.
* duruma göre mevzu " fenerbahçe, çok içince karaciğer neden sapıtır, ucuza elden düşme araba, sosyal devlet, abs fren sistemleri, ..." gibi bu tür geyiklere kaydırılmalıdır.
* eğer arkadaşınız karşı sardırıya geçerse sakın o konuya girmeyin.
- kendine gel erkan
+ sittir lannn...senin ayla gittiği zaman böyle demiyordun ama...kolay mı?... hani bo derek ajdar anık kırması çocuğunuz olacaktı.
( sakın haa gözünüzün önünden bir çift mavi göz geçmesin... ve kesinlikle ama kesinlikle o mevzuya girmeyin siz de dağılmayın. )
* bunlardan sonra kafası biraz dağılacaktır elamanın.
* ve yeri geldiğinde ertesi gün için " boşta karı " planları kurulmalı.
* eğer alkolu fazla kaçırırsa ,gecenin ilerleyen saatlerinde " bir çılgınlık yapmaması için" yalnız bırakılmamalı.ve boş bir yatak , kusmuk leğeni tedarik edilmelidir.
işte böylelikle bireyi topluma yeniden kazandırmış oluruz.
kendi haline bırakmak en iyi yöntemdir. rakı içirip sarhoş etmek, klişe olmuş nasihatlar vermek. düzeltmekten çok kafa karıştırır. ne deseniz para etmez çünkü. insan hayatının zor dönemlerini ayık geçirmelidir, çünkü; hayata karşı dirayet, başka türlü güçlenmez.
yardım eden kişiyi hiç bir zaman unutmazsınız, duygusal olarak en çıkmazda olduğunuz bir zamanda sizi dinlemiş, dertlerinize ortak olmuş "ilk yardımda" bulunmuş birisini nasıl unutursunuz ?
en önemlisi sizi en çok rahatlatan, avutan şeylerden biride gerçekten sizi anlamasıdır. o kötü durumda sizi anlayabilecek birisine o kadar çok ihtiyaç duyarsınız ki !
içinden gelen en iyi niyetle "boşver oğlum alışacaksın der" aslında kendisi bile buna inanmamaktadır ama bir çırpınış, arkadaşını bu dar boğazdan kurtarmak adına boşa kürek çekmek adına çıkıverir ağızdan "boşverler..."
yardım edenin sözleri, çırpınışları bir nebzeye kadar etkili olur bir kulaktan girer ötekinden çıkar nedendir bunu bile bile yanında olmasını size destek çıkmasını beklersiniz. aşk acınız geçtiğinde ise "ulan ne uğraştırdın beni o akşam" sözleri ile başlayan keyifli anılara, fedakarlığın ve kötü gün arkadaşlığının bir kez daha farkına varmanız için ayrı bir güzelliktir.
o anda öyle düşüncelere dalınır ki karşınızdakini dinler gibi yaparsanız ayıp olmasın diye ama asla onu duymaz,duysanız da anlamazsınız.kişiye nasihat vermektense,kişiyi konuşturmaya çalışmak,konuşarak içini bir nebze de olsa dökmesini sağlamak daha etkili bir yardım olacaktır.bu yüzden lafa şöyle girmekte yarar var;
-bak canım,biliyorum ben ne desem boş sen beni duymayacaksın,duysanda anlamayacaksın şu durumda..ama kendini salarsan da olmaz ki..konuş benimle lütfen..anlat..saçmalayabilirsin önemli değil ben seni anlarım merak etme..
bunun üzerine kişi anlatacaktır saçmalaycak susacaktır,ağlayacaktır veya ağlamaklı olmakla yetinecektir..muhtemelen akla geldikçe tekrar konuşacak bir türlü inanamadığı bu ayrılığı sindirmeye çalışacaktır.
ilk gün olmasa da ilerleyen günlerde atlatacaktır.
Elini sallasan ellisi palavraları havada uçuşur.Tabi saf aşık da mal olduğu için bunu yer,kendine güveni gelir.Eski kız arkadaşlarını arar da arar.''Sen kimsin yaa?''sorusu onu bezdirir.Acısı iki kat olur(istisnalar da vardır tabii)