bir sevgili yapınca her şeyin değişeceğine inanır. ama sevgili yaptığı zaman anlar ki değişen hiç bir şey olmamıştır, olmayacaktır. herşey herkes hala daha aynıdır.
bildiğin saptır, beraber bi çift görünce ya dudak büzer ya da iç geçirir, ayrıca kimseyi beğenmez evde kalacak haberi yokur. bahanesi de hazırdır, yaşı küçüktür, okulu vardır, askere gidecektir, bi işte dikiş tutturacaktır, sonra aşk gelip kapısını çalacaktır,o da buyur edip baş köşeye oturtacaktır... sırayla olsa bu işler....
aşık değil ve aşk acısı çekmiyorsa; derdi tasası olmayan, kafasını başka şeylerle meşgul etmeyip işine rahatlıkla konsantre olabilen, dostlarıyla güzel anılar edinen ve onlarla mutlu olmayı becerebilen insandır.
fakat bu insan aşıksa ve sevdiğine kavuşamıyorsa, o zaman durumu pek vahimdir.
ne dostları memnun edebilir onu, ne de eskiden yapmak için çıldırdığı şeyler tatminlik verebilir artık ona. her eğlenmeye gittiği yerde kendi kendine zehir eder gününü, her gülümsemesinin ardından hüzünlü bir iç çekiş bekler onu. çünkü her saniyesinde, her dakikasında "o" vardır. başkalarıylayken iç sesi hep o'nun adını sayıklar, karşısındakini dinlemeye çabalayıp gözleri her yerde o'nu arar. en olmayacak yerde bile bir anda ortaya çıkması için dua eder içten içe, bir anda içine güneş gibi doğması için bekler gözleri.
zordur bu insanın işi. o'nun için göz yaşı dökerken, kendisinin her şeyden bihaber, mutlu mesut hayatına devam ettiğini kabullenmek çok zordur zira.
ama hiçbir zaman da sevgili eksikliğini hissetmemiştir. eksikliğini hissettiği şey sadece o'dur.
başkası, herhangi biri değil. yalnızca o..
bahar da geldi, her köşe başında öpüşen koklaşan sevgililer... arkadaşlarınız da sevgili yapmıştır artık, ama siz hala koşuşturmacadan birini kapmaya fırsat bulamamışsınızdır (zaten saçma da gelmektedir). e bahar da geldi haliyle hep beraber takılmacalar başlar... herkes çifttir koyun koyuna fısır fısır birşeyler paylaşılır kikirdenir, siz orada öylece heykel modunda oturursunuz... hiçbir şeyden de keyif almazsınız...