Hayatın aşk gibi saçma sapan şeylerle ziyan edilmemesi gerektiğini düşünen insandır. Aynen benim gibi. Aşk güzel birşey tamamda benim bildiğim aşk gördüğün bütün güzel/yakışıklı karşı cinse ilgi duymak, ondan bundan sözler söylemek değil.
kendine yol alabilen, elbette başkalarıyla da ilişkilenerek ama kendisi ile de olmaktan keyif alabilen insandır. yanına birini, hele de çerezlik alma ihtiyacı olmaması, hem kendisine olan sevgisini hem de karşısındakilere verdiği değeri gösterir.
hayat sadece sevgiliden ibaret değildir. anne, baba, kardeş yada her daim yanında olan bi arkadaşla da mutlu olunabilir. sevgili tanımı sevmek değil de, sadece 'sevişmek' olan insanlar için durum farklıdır tabi.
Mutluluğunu kendi dışındaki hiçbir faktöre emanet etmeyendir ve bu yüzden bağımsızdır özgürdür;dibine kadar mutludur,dizginler elindedir..bi anlamda aşmıştır ama ruhsal olarak bu aşamaya gelmek hiç kolay bir iş değildir..
(bkz: eckhart tolle)
sevgilisi olmayan insan zaten mutludur. hafta sonlari özgür olmaktir, en az üc günde bir beraber disari cikmamaktir, arada sirada küsmüs gönlünü almamak, sevgililer gününde ne hediye alacagini bilememek telasi yasamamaktir. birine bagimli olmamaktir, istedigini yasamak ve özgür olmaktir kisacasi.
"kullanılan organlar gelişir, kullanılmayan organlar da zamanla körelir." mantığını sunan bilim adamı lamarck haklı ise, sevgilisi olmayan kişi, çeşitli uzuvlarını kullanmamaktan ötürü zamanla sağlığını kaybedecektir. o yüzden sevgilisi olmayan insan mutlu olsa da zamanla sağlıksız olacaktır, diyebiliriz.
bilmem kaç gün önce bahsi geçti. sevgili kelimesinin karşılığı nedir diye, sabit bi' ironinin en soyut örneği belki de. ama bildiğimiz aşk zırvalığından uzak, herşeyin kelimeler üzerine kurulduğu bi' puzzle bilmecesi. bakmadan görülen gökyüzü yolculuğu tadında. bir bene bin olgu hep iki kişilik. sonra tek taraflı bi zehir oyunu, diğer tarafın iyileştirici tutumu altında...atlanan sayfalar sayfalar ve sayfalar.
anlam yükleyemediği bir şeye sahip olmasına gerek yoktu, bilinenden daha fazlası vardı ortada...
gün dönümü güzelliğine şahitlik etme fırsatı yaratan bir tanrı aynı ezginin altında. tek soru vardı sorulması gereken. bugün gelecek mi acaba?
kelimelerin sustuğu yerde, yorgunluk paylaşma sendromu derin ve derin bakışlarda. karışık, karanlık, suskun.
henüz unutkanlık yapışmamışken yakasına, hissetmeye çalıştı. gelecek mi diye ? belk......
normalde bu durum mutlu eder insanı. ama arkadaşlarının sevgililerini dinlerken 2 cümlesinde bir anlıyor musun? diye sorması gayet can sıkar. tamam sevgilimiz yokta salakta değiliz.