bugün

eski sevgiliyi özlemektir.
yaka çektirecek durumdur ama yinede durum çok güzeldir.
(bkz: yok ebesinin ali sami)
buram buram gösteriş ve samimiyetsizlik kokan söz. ne yanındayken özlerim ne de yanımda özleyene inanırım arkadaş. madem yanında da özleyeceksin niye beni yordun buluştuk ayrıca. evinde özleseydin madem ben etkisiz elemanım burda diymi ama.
(bkz: dünyanın en odun insanı)
sevgiliye mi yoksa birini özleme hissine mi aşık olunduğu sorusunu doğurur.
(bkz: platonik manyak)
(bkz: sen bu kafayla zor sürdürürsün o ilişkiyi)
Sadece doyumsuz sevgiyi yaşayan insanların duyabilecegi histir. evlenince geçer.
(bkz: biri ali samiyi çağırsın)
(#2995382) aslında nankörlüktür. öyle zamanlar gelir ki görüşmeyeli araya günler, aylar girer. hatta belki ayrılıklar girer. bundan sonra sonuz özlem hayatın kendisi olur. onun için birlikte olunan anların kıymeti bilinmelidir. o an belki bir daha yaşanmayabilir.
neyi özlediğini ya da neyi özlemesi gerektiğini bilememek. adam o kadar çok özlemiş ki bulunca "buldum" olmuş lakin eski alışkanlık işte hala özlüyor. ama neyi, kimi? biraz abartı sanki. kızlar böyle şeylerden hoşlanıyorlar diye de söylenmiş olabilir. böyle şeylerden hoşlanan kız aklını özlüyor olabilir mesela biraz mantık hiç fena olmaz.
görsel

Bahar dalından parlak ol,
günaydın deme bana,ışığım ol,

ben soğuğu hiç sevmem,

sen benim içinden çıkmadığım,
derya ol, denizim ol, yaz' ım ol..

günaydın gül kurusu pembesi,
yazın, biten bütün renkleri,
hoşçakalın kumsaldaki ayak izleri,

güle güle seni getiren leylekler,

"göçmen çiçekleri" son akşam yemeği,
biten gölgeler,

toprağımla buluşan, yorgun sarı yaprağım,

(Aşk kucağında mı saklı)

son bahar sana merhaba..

"Şiiren”
sen sevme cafer bokunu çıkarıyorsun.