sevgilinin gözünüzde bittiği, pul kadar değerinin olmadığı andır. bir ilişkide, ki türü hiç fark etmez, en önemli şey güvendir. o biterse her şey biter. yalan söylemek kötüdür ve asla uğur getirmez. bazı pembe yalanlar hariç, yalan söyleyen karaktersizdir, zavallıdır. hemen yol verilmelidir. yol verildikten sonra da iş bitmez, insanlara olan güveniniz sarsılmıştır bir kere. bu muhteremler yüzünden korkarak yaklaşırsınız herkese. yalan, karşıdakine yapılan en büyük kötülüklerden biridir yani.
sevgilinin yalan söylediğini fark ettiğiniz an aşağıdakilerden hangisi yapılmalıdır:
a.yalan itiraf ettirilir ve her haklı çıkmak istediği an yalancının yüzüne vurulur.
b.ilişkimize bir ara verelim denerek süründürülür.
c.ulan yalanını mikiyim madem bi yalan söliyeceksin adam gibi söyle denir.aşağılanır.
d.bugün sen bana yalan söylersin yarın ben sana söylerim ödeşiriz diyerek sevgilinin içine kurt düşürülür.
e.hiçbiri zırıl zırıl ağlanır.
D şıkkı favorimdir. o şüpheyle yaşamak adamı öldürür.
ilişkide dönüm noktasıdır. eğer ciddi bir ilişkiyse ve yalanın boyutu da ciddiyse durum zor demektir.
birbirini seven iki insan niçin yalan söylemeye ihtiyaç duyar? hani kalpler, akıllar belki de hayatlar birleşmişti? bütün bunları unutup sevgiliye yalan söyleten şey nedir? söylenen yalandan ziyade bu noktaya odaklanılmalı bence.
o güvendiğiniz insan sizi bilinçli bir şekilde kandıracak, aptal yerine koyacak bi insan mıydı aslında? yoksa ilişkide artık yolunda gitmeyen bir şeyler mi vardı dersiniz? kendinizi de sevgilinizi de sorgulamanız gerekir. acaba çok mu anlayışsız bir insan olmaya başladım da sevgilim yalan söyleyerek kolaya kaçıyor gibi sorular artık içinizi kurcalar.
bütün bunları görmezden gelerek bir ilişkiyi yaşamaya devam etmek zor... falan filan...
Sevgilimin yalan söylediğini fark ettim an... ilk başta gözlerimi kaçırdım gözlerinden. eğer o gözlerin içine baksaydım, bana duymak istediklerimi anlatmak yerine, duymak istemediklerimi anlatacaklardı. insanın ilk başta biraz kanı hızlı dolaşmaya başlar. suratınızda hafif bir sıcaklık hissedersiniz. devamında o sıcaklık size rahatsızlık verip, kafanızdaki tilkileri kızdırmaya başlar. siz ise sıcaktan kızmış tilkilerin kuyruklarını bir birlerine değmesin diye düşünürsünüz... devamında sıcaklık geçer... hafiften baş ağrısı başlar bu sefer. konuşması bitmiştir ama siz duymak istediklerinizi duyduğunuz için, gün boyu o baş ağrısı ile devam edersiniz...
masum bir yalan değilse ilişkinin gidişatını etkiler. ki bir yalan varsa ortada masum olmayan güvensizlik başlar. altını aramaya başladığınızda belki başka yalanlarla yüzleşirsiniz ve birşeyler iyi gitmemeye başlar.
can yakar. bütün umutlarınızı, hayallerinizi ve geleceğinizi adamışsınızdır o sevgiliye.
onsuz uykulara dalamaz, onsuz rüyalar göremez, onsuz uyanamazsınız.
kokusu her daim burnunuzdadır. buram buram. bahar gelmiştir ömrünüze.
inanırsınız.
sizin için o yalan söyleyemez.
konduramazsınız.
o kadar çok güvenirsiniz ki,
bazen kendinizden soğursunuz acaba dedim diye.
kızarsınız, küfürler edersiniz.
yapmaz o, yine yanıldım demek için irdelersiniz.
zaten inanmaya hazırsınızdır.
ne de olsa o'dur.
hiç kimseye güvenmemişsinizdir onun kadar.
arkadaşları vardır etrafında sırf onlar yüzünden düğümler oturur boğazınıza.
güvenmezsiniz, zaten konuşmaları ele verir kendilerini.
en nefret ettiğiniz türden insanlardır hani.
kızarsınız yine kendinize.
o uymaz onlara üzmez beni.
nasıl üzsün ki.
ben yapamıyorsam o da yapamaz.
birden bir şey yakalarsınız telefonunda.
inanamazsınız.
tekrar kapar tekrar açarsınız. tekrar tekrar.
sorarsınız ne olduğunu.
aksini iddia eder. sorarsınız yeminler alırsınız en sevdiğini şeyin üstüne.
en sevdiği sizsinizdir. kıyamaz size bilirsiniz o yüzden yalan söyleyemeyecektir.
inanırsınız.
ama aklınızda kalır hep.
acaba diye.
her tartışmanızda sorarsınız. sorarsınız doğru olduğuna inanmak için.
o'da her seferinde duymak istediğinizi söyler.
ama bir şeyler içinizi kemirir.
ve bir gece son kez sorarsınız.
yine küçük bir şeyden tartışırken eski defterler açılır ve sorarsınız.
içinizi yemiş bitirmiştir çoktan.
ama inanmak için sorarsınız.
yalan söylemiştir.
öyle bir acır ki yüreğiniz ağlamaktan başka bir şey gelmez elinizden.
seviyorsunuz ya neden diye sorarsınız.
yeminler etmiştir uğrunuza.
tek kelime gelir aklınıza tek soru.
neden.
neden demekten başka bir şey gelmez elinizden.
ve bundan sonra hiç bir şekilde güvenemezsiniz.
hep bir acaba içinizde kara delikler gibi büyür.
ve o küçük yalanın neler götürdüğünü anlatamazsınız sevgilinize.
bu güvensizliği neden hakettiğini sorar durur size.
ama bilmez.
o çok sevdiğiniz insanın size yalan söylemesi,
ölümdür sizin için.
ve ölen ruhlar bilmez başlarına ne geleceğini.
bir de yaşayan ölüler...
sevgilinin sıçtığı andır. hele erkekse tamamdır yandı! ben mesela böyle bişiy çaktığım anda zorlarım böyle sorularla felan didiklerim itiraf etsin diye etmedimi işte o zaman 2 kat sıçtığı andır.
elden hiç bir şeyin gelmediği durumdur. belki saatlerce oturup empati kurarsın...fakat buna rağmen çıkış yolu bulamayıp, aklayamazsan sevgiliyi, ilişki bitmiştir.
karnınız kasılır bir anda,kalbiniz sıkısır sanki.belki sinirden kulaklarınız kızarmaya baslar.ama yalan söylüyorsun bile diyemezsiniz o anda,konusmak daha cok canınızı acıtır,oyüzden susarsınız ilk önce.sonrası için
(bkz: saç baş yolduran kavgalar)
