sevgili büyük ihtimalle yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim psikolojisini benimsemiştir. umulur ki kendi yalanlarına inanıp doğruydu diye ağlayıp beyninizin etini yemesin.
yitirilmiş duyguların ürünüdür. çoğu insan bunun sevmekten, duygusallıktan, iyiye yormaktan olduğunu zanneder. kişi kendisi bunun tutkuyla bağlılıktan olduğunun yarı farkındadalıkla yaşamaya çalışır sadece.
oysa böyle bir basiretsizlik, tutulmuşluk, aynı şeyi başka bir insan yapsa hemen tepki verecekken o tepkiyi verememezlik; o kişinin duygularının sömürüldüğünü, çekildiğini, neredeyse kalmadığını gösterir. bir robot değildir belki; belki şeytanın asistanı da değildir ama yaşayan biri olmadığı tutulduğu gezegenden bellidir. hangi gezegenin hangi gezegenin uydusu olduğu belli ise ona sadece savrulmak düşer. kendi galaksisinin farkına varana kadar.
inanmaktan başka çareniz yoktur ki. gerçekle yüzleşmek, ondan çok size acı verir.
söylediği yalanı fark etmek, belki de onu terk etmeyi gerektirir.
ama kör kütük aşıksınızdır, terk etmek de neymiş..
işte sırf bu sebepten, sadece onun yanında kalabilmek için, görmezden gelirsiniz söylediği yalanı.
bu da yakacaktır elbet canınızı.
ama onsuzluk kadar değil..