yoktur onun üzerine başka bir koku.içinize çekmek için nefes aldığınızda nefes vermemek için direnirsiniz ki o koku gitmesin uzaklara. hele bir de sinmişse üzerinize ne yapsanız atamazsınız ki zaten atmak da istemez, koklar koklar sonra da bi köşede kıvrılır uyursunuz.
o kokuyu duyunca insanın gözleri dolar birden ilkilir burda mı diye.başkasından geldiğini anlayıncada insan başını omuzlarına biraz daha gömüp uzaklaşır ordan.
muhtemelen paris 'ten bi kimya&kozmetik şirketi patentli, orjinali bilmem kac avro olan, ama mahmutpaşa 'da veya daha ücra bi semtimizde yine ayni patentle daha ucuza maledilebilen, baskasinda koklayinca: bu kizda hic fena deilmis aslinda dedirtebilen, sevgili banyo yapinca giden koku..
huzur ve mutluluk veren, uzakta olduğunuzda burnunuzda tüten, aşkın bitmesiyle beraber ise leş gibi ter kokusundan başka bir şeye benzemeyen snıf snıf.**
artık eski sevgiliniz durumundaysa, hatırlandıkça içinizi acıtır. ondan sonra çıkmaya başladığınız ilk kişiye alışamamanızın ilk nedenlerinden de birisidir. kimi zaman bir markette ya da sokaktayken gelir o'nun kokusu, etrafınıza bakarsınız panik içerisinde, deliye dönersiniz.*
sevgilinin, dokunduğu her şeye sinen kokusudur. o yokken sırf o kokuyu duymak için, özlemi biraz hafiflesin diye pijamaları giyilip, yastığına sarılıp yatılır.
yan yana oturduğunuzda ters yönden esen ifil ifil rüzgarla ciğerlerinize kısa camelin verdiği keyiften sonraki ikinci en büyük keyfi veren kokudur.üzerine deodorant sıkıldığında kötü olan tek kokudur.