yanınızdan kimse geçmediği halde aldığınız kokudur. yalnız başınıza bir kaldırımda otururken ansızın duyup nereden geldiğini korku ve heyecanla aradığınız kokudur. sevgili kokusu. tarifi zor olan kokudur. tek ortak noktada sanırım tarifinin hep yetersiz kalacağıdır. beyninize içinize kazındığında içinizi dışınızı siker bu sözlük. siz siz olun... tecrube edinerek öğrenmeniz en iyisi ya siktiret dediklerimi.
onu kucakladığınızda, öptüğünüzde, sarmaş dolaş olduğunuzda, birlikte yatıp uyuduğunuzda, gecenin bir vakti uyandığınızda, sabah uyandığınızda tam burnunuzun dibinde olan sevgilinizin koklaya koklaya bitiremediğiniz kokusu. doyamazsınız. hiç bir parfüm ya da esans bu kokuyu bastıramaz. onca koku arasından tanırsınız bu kokuyu. o yokken kokusuna hasreti biraz azaltmak için yatak çarşafını dahi değiştirmez bazıları.
--spoiler--
..........
Kendi sesimiz bize yabancıdır
Kendi kokumuzu da alamayız.
Kokumuz da yabancıdır bize.
Bu kadar yakın olup da sesine ve kokusuna yabancı
olduğumuz tek insan kendimiziz. Belki de bu yüzden
kendimizi tanımayız. Belki de bu yüzden bir başka insanın
sesine ve kokusuna bu kadar çok ihtiyaç duyuyoruz. Belki
de bu yüzden aşık oluyoruz. Belki de, bir başkasının sesini
ve kokusunu kendi sesimizin ve kokumuzun yerine
koymaya, bir başkasının sesini ve kokusunu bir parçamız
gibi hissetmeye aşk diyoruz. Belki de, sevdiğimiz insanın
sesine doğru akıp gitmemiz, aslında kendimize doğru
yaptığımız bir yolculuk.
Kendi sesimize ve kokumuza hafızamızda yer yok.
Biz kendimize yabancıyız.
................
--spoiler--
burnun ve beynin aynı anda varoluş sebebi olabileceğini düşündüğüm koku.
hafıza bu kokuya öyle duyarlıdır ki, hiçbir şartta unutmana karıştırmana izin vermez. aynı zaman da yüksek çağrışım özelliği vardır.
sana yatıya geldiğinde verdiğin kıyafete sinen o huzur verici koku. içine çeker durursun. tarif edilemeyenler listesinde alır yerini. hiç bir şeye değişilmez. yıkamaya kıyamazsın adeta. "o" kokuyor çünkü.