üzerinize sinmiş parfüm kokusu, akmış makyaj, yıkanamayan kutsal giysiler, boş çikolata paketleri, 1000 parçalık bir puzzle, bira kapakları, çakmakla kapak açabilme yetisi, kahve kokusu, sabah yalnızlığı, uykusuz geceler, uykusuz günler, camdan bakıldığında görülemeyen bir erik ağacı, alkol kokan sabahlar, günaydın mesajları, telefon sesi, bol bol göz yaşı, küçüklüğünü anımsatan hatıralar, bir küllük izmarit, şişmiş gözler, kırmızı bir burun, yaz sıcağında çekilmeyecek nem, çok özlenilen bir ev...
ben giderken en çok seni götürdüm
aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
yardan düşmüştüm yaralarım "YAR"dan armağandı...
sevgisinin, anıların..herşeyin bir silüetini bırakır..ama hiç bir şeyin kendisi yoktur yanınızda.
edit: yaşayabilmeniz için belli belirsiz, çok derinlerde bir parça umut bırakır birde..
edit2:bir de harika bir doğum günü mesajı bırakmış..görüdüm ve yıkıldım..
ellerde bir boşluk
ve soluk bir nefes her sabah ensende
sonra telefonda çalmayan bir melodi
sonra bir yalnızlık ruhunun çok derinlerinde
ve bir zamanlar onunla birlikte baş koyduğun yastıkta
senin göz yaşların
ve her baktığında o
sonra bir bira şişesi elinde ondan hatıra değil ama onun gidişinin verdiği acılardan...
hep keşke dedirten, göz yaşlarını kalbin en derin yerlerinden akıtan ve uzun süre moral bozukluğu veren şeylerdir. hayatımın 7 senesi çöpe döküldü. bu sebepten dolayı 18 yaşımdan devam ediyorum hayata...
bana elleriyle ördüğü hınzırlık yapıp üzerine bir fıs parfümünden sıktığı atkıdır.
bu güne kadar bir çok hediye almış ben bu hediyeyi nedense bir farklı karşıladım.
mali değeri en fazla 10 ytl'dir. derslerden arttırdığı vaktiyle tamamlamıştır onu. gri ve siyah tonları seçmiştir kendileri. pekte güzel örememiştir aslında. ilmek falan kaçırmış, aralarda gözüm kadar boşluklar var. ilk defa birşey örmüşmüş. açıklamasıda bu.
ayrılığın üzerinden 2 yıl geçti. arkadaşlar değişti, sevgiler değişti, dersler değişti, yıllar değişti. sevgililer değişti.
değişmeyen aynı kalan şeyler de oldu;
benim o atkıya sarılıp uyuma alışkanlığın değişmedi. o atkının kokusu hiç değişmedi. o atkıyı her sabah öperek dolaba kaldırmam değişmedi.
Hayalidir..
nasıl ki geldiğinde, kendini size verdiyse,
giderkende size hayalini verir...yetinmesini ögrenirsiniz onun hayaliyle. Gece yatarken başucunuza koyarsınız, öper öyle yatarsınız.
acilen çöpe atılması gereken şeylerdir. yoksa tam yeni bir hayata başlıyorken, birine yeni yeni alışıyorken bir çekmeceden, bir dolaptan çıkıp sizi çok geriletebilir... tam romantik bir müzik açayım da ortam güzelleşsin diye düşünürken eski sevgilinin sizin için özel olarak hazırladığı cd karşınıza çıkıp, kendinizi ona ihanet ediyormuş gibi hissettirebilir... zaten birlikte dinlenen onlarca şarkı, hatıralar bu görevi yeterince üstlenirken, kalan eşyalar kesinlikle atılmalıdır.
o zaman sen niye o cdyi hala atamadın derseniz, hocanın dediğini yap, yaptığını yapma derim ben de size...
-Faturayı ödemediğinizden kesilmiş elektriği kıza çaktırmamak için 'mum ışığında yemek yeme'yi uydurduğun için: Her faturada onu hatırlamak.
-'Dur hatuna rezil olmayalım' diye alınmış bir sürü hediyenin ödenmesi gereken kart borçları, sempatik ekstreler
-Yeyip yeyip koltuk arkasına atılmış cips ambalajları ( biliyorum ambalaj kağıdı yenmiş gibi göründüğünden bir anlatım bozukluğu var ama düzeltmek daha da zor olduğundan kalsın böyle )
-Sol elde makina , sağ elle hatun sarılmışken kendi abalak suratınızı çektiğiniz fotoğraflar
-Akşamları sıkıntıdan izlediğiniz korsan cdler
-kızın bilgisayarınıza indirdiği ecik bücük duvar kağıtları
-'Ayy aşkıımm bu yorganı da alalım' lafının tatlılığına kapılıp aldığınız kalpli,ayıcıklı yorgan
Giderken hem ruhunuzu , hem kalbinizi alır gider siz de arkasından evi toplarsınız.
bazen bir sözle akla gelecek, bazen bir mekana bakınca aklınıza gelecek, bazende hiç aklınızda yokken rüyanızda görüp hatırlayacağınız şeylerdir. bir de en önemlisi bu anıların hepsini aklınıza getirdiğinizde gözünüzden akacak bir damla yaştır.