geri gelmeden solunması zor koku...
birkaç hediye...
günü geçmiş ve kenarda kalan bir çift sinema bileti ...
birlikte tüketilip saklanan otuzu geçik sıkı şeker * kutusu... *
telefonda mesajlar...
internette bloglar...
telefondan silinen ama sim karta kayıtlı numara...
birkaç yarım hayal, birkaç yitik rüya, zor hatırlanan bir yüz çehresi...
birde sol yanda tedavisiz acı... **
onunla geçirdiğiniz zamanları hiç unutmamak için her ayrıntıyı yazdığınız bir defter..
birbirinize vermek için biriktirdiğiniz şıpsevdi kağıtları..
kokusu, fotoğrafları, anıları..
tek bir şarkı..**
ve ondan kalan diğer şeyleri o giderken ona vermiş olmanın verdiği üzüntü..
sevgilinin giderken bıraktığı şeyler..
bir kaç beraber atılmış kahkaha, bir kaç beraber dökülmüş gözyaşı, patiklerde bir saç teli, söylenmiş sözler, 'benim' kavramının içinde bir boşluk, kenarında köşesinde kalbin bir kaç kesik, asla sonlanmayacak ve hep hayal olarak kalacak düşler, çokça 'neden?', biraz 'acaba?', bir çift gümüş kol düğmesiyle yarım örülmüş bir atkıya eşlik eden verilmemiş 2 mektup, alınmış 2 mektup, kurumuş güzel kokulu yapraklar, renkli-işlevsiz-soğuk dense de hüznün adresi olmuş kırmızısında sarılığını mumların barındıran bir mumluk, ilk görüşte yaşattığı çocukça heyecanın dozajında şimdi her görüşte hüzün veren kağıttan süslü kocaman bir fener, bir telefon kabı en pembesinden, alınmış ilk ve tek çiçeğin sarılı olduğu kılıftan bir parça ve kurdelası, kim bilir ne gün çekilmiş çokça foto, bir vesikalık resim, yüzlerce yazı, uykusuz çokça gece, bir makyaj seti aynasına her bakıldığında anlamsız bir surat yansıtan, boş odada yankılanan bir kaç sözcük, konset amblemli konya şekeri, bir çift ayıcıklı kahverengi patik, ucundan ölümün azıcık, bir tutam da rüya, sokaklarında bir şehrin atılmış onca adım, kazınmış zihnin her yerine çokça an(ı), bir sahipsiz yokuş, bir de önceden kalbimin durduğu yerde kocaman bir delik.. baksan hani, ardım görünür.. o cinsten..
sol kolda atılmış birkaç çiziğin o eski o puslu izleridir. kimi sabahları perdeleri açtığınızda dolan güneşin ateşinin eskisi gibi olmamasının verdiği hüzündür kimi geceler eskiden kahkahaların her noktasını doldurduğu şimdi yalnız size göz kırpan tavan. önemli olan şekli,ismi,cismi değil,onunla paylaşılmış olmasıdır. onunla paylaşılmışsa bir bardaktan bir daha su bile içilmez. onunla dinlendi diye bir şarkı bir daha onsuz kulaklardan içeri giremez. ve onun kokusuyla huzur verdi diye o olmadan nefesler çekilmez.
fakat bunlar da geçer gün gelir. bıraktığı şeyler sadece dilinizde küfürler olur kalır. hayat güzel beyler bayanlar yeri gelince gözleri kapatın bırakın hayata kendinizi esir almasın sizi bunlar da aşk da.
ha eğer harbiden de farklıysa 'aşığız biz' diye ortada dolanıp bunu sadece basit bedensel birkaç halttan ibaret sananlardan, harbiden aşk üç harf değil 2 beden 1 ruhsa sizin için,mutluluklar dilerim,bu bırakılanlara sıkı yapışın ve çekin geri getirin. impasıbıl iz nating unutmayın.
bir adet kitabı neden geri isteyemedi mesela? üstelik onunda değildi, benim de onda cep telefonum kaldı nedense isteyemedik birbirimizden bambaşkaymışız bizde. 1,5 sene sonra düşündürdü bak bu ilginç ha.