az önce yanımızdan geçerken, bizi el ele gördüğü için suratını ekşiten yaşlı teyzenin taklidini yaparak gülüyorduk. sahile ulaştık uzun bir yürüyüşün ardından. kimsecikler yoktu, birkaç evsiz dışında. yanlarından geçerken selam verdi evsizlere, dürttüm onu ''ne yapıyorsun'' dercesine.
oturduk sonra bulduğumuz bir ağaç parçasının üzerine. okyanusun mavisini hep merak ederdim, meğer onun gözlerine her bakışımda görüyormuşum da haberim yokmuş. dayadı başını omzuma, ''seni çok seviyorum'' dedi. öylesine içten söyledi ki, ''ben de seni'' diyemedim. diyemedim işte. onu sevdiğimi söyleyemedim. içimdeki sesi duyabilse sağır olurdu belki, içimdeki ses dile gelse tüm dünya duyardı onu sevdiğimi.
şimdi öylece uzanıyordu yatağında. camın arkasından bakıyordum o güzel yüzüne, ailesi doktorlarla hararetli bir konuşma yapıyordu. duyuyordum ne konuştuklarını, duymak istemesem de. imzalar atıldı sonra ve fiş çekildi.
dünyanın en akıl almaz en saçma sapan çıkmazı en yalnız durumu olup napacağınızı bilemediğiniz elinizdeki kokuya sarıldığınız lavabodaki diş fırçasına bakıp dertlendiğiniz yer yer isyan yer yer hayırlısı diye teselli bulduğunuz durumdur.
kişi gerçekten aşık ise yeni sevgili bulunmasıyla çözülemeyecek korkunç çaresizliktir.
onunla yürülen her yol,dinlenilen her şarkı,görülen duyulan her hede,artık fazlasıyla acı verecek ve kişi çareyi intiharda vs vs. şeylerde arayacaktır.bu dogru mudur tabii ki degil ama kişi böyle düsünmeyecek tek çarenin fiziki ölümde olduguna kanı getirecektir.onunla gecirdigi her an saniyesi saniyesine aklında canlanıverecek ve bu da şüphesiz dayanılmaz bir durumdur.
insanı derinden sarsar. Lakin bazı fırlamalarca kollarımda öldü denip, duygu yoğuşması sağlayıp ahmak ve salak kızlarımızı tavlama tekniği olarakta kullanılır.
sevgilisi olan kız orospu olacağı için, en fazla bir orospunun ölmüş olacağı, dolayısı ile para ile satın alınabilecek başka bir karı kız aramaya koyulabilecek süreçtir.
hastaysa ve durumu kötüyse her an tetikte beklersin. hiç beklemediğin bir akşam sen yatmış müzik dinleyip onun iyileştiği günler üzerine hayal kurup keyfine bakarken bir telefon gelir. hayatın değişir. hayata umutla bakan sen, solarsın bir anda. dünyanın bütün papatyaları yaprak döker saniyeler içinde. fırtınalar kopar en derininde. ağlayamazsın. saate bakarsın. onsuz ilk saniye. iki, üç, dört... derken kendine gelirsin. gidersin yanına apar topar. sonrası? sonrası boşluk. sonrası kapkara boşluk. yere çöküp ağladığını anlatırlar sana. hatırlamazsın cansız çelimsiz bedenine bakarken neler yaptığını.
üstünden iki yıl geçse de atlatamazsın bazı şeyleri. anlatamazsın herkese. ama anlatman gerekir ki senin için artık özel olmaktan çıkıp sıradan bir şeymiş gibi olsun.