unutulmaz ölüler. insan sevdiği birini kaybettiği zaman toprağa değil aslında kalbine gömer onu. her daim yeri vardır kalbinin en güzel yerinde.
sevgilinin ölmesi üzücü bir durum elbette ama hayat bir şekilde devam ediyor. sevgilisi ölen kişi içinde hayat devam ediyor ve bir süre sonra başka bir sevgiliisi oluyor.
ancak ölen sevgilisini unutmuyor unutamaz tabi anlıyorum ama bunu yeni sevgiliye yansıtmak kötü bir duruma sebebiyet oluyor.
insan, yaşamının bir bölümünü paylaştığı kalbini verdiği adamı bedeni toprağın altına girdi diye unutabilir mi hiç? elbette unutmayacak. yaşamının geri kalanını sizinle geçiriyorsa siz de onun geçmişine saygı duyun.
sevgilinizin bir ay önce; aşkım, canım, cicim, bitanem, herşeyim dediği eski sevgilisini yanınızda kötülemesinden daha onurlu daha şerefli bir davranıştır. bu tarz bir sevgili sırf vefalı olduğu içinde sevilmeye layıktır. kendisi dün ak dediğine bugün bok dememektedir, hayatın gerçeklerini bilmektedir ölenle ölmemiştir ancak vefa gibi bir erdemide yalan etmemiştir. *
asla yerine geçemeyeceğin ve onun yerinde olduğunu unatamayacağın bir platonik aşka saplanmaktır. kişinin empati yapmasına gerek yoktur, zaten kendiside aynı durumdadır.
kollarının arasında tuttuğunun senin olmamasıdır, ki senin olmayanla beraber olmak da beraber olanın kendi tasarrufudur ancak çok şık da değildir, şık olmayan şeyler yapmak zamanla kişilik erozyonu getirir, ki kişilik erozyonu...
başlığı açan kişinin bi zamanlar bana yaşattığı durum. Olay yeniyken, hayata giren kişiye yansıtmamak pek elde olmuyor. Ama hakan'ın da dediği gibi, bi şekilde hayatımıza devam etmek zorundayız... Ama keşke sevgililer ölmese.