kadıköy'de bolca karşılaşabileceğiniz çiçekçi abladır.ısrar üstüne ısrar eder ve allah rızası kazanmak için çiçek almanızın gerekliliğini belirtir.kiminin de ağzı ciddi manada bozuktur.
--spoiler--
kadıköy'de bir kaç arkadaşım bir yerlere gidiyorduk.arkadaşım kız arkadaşıyla yürüyordu çiçekçi ablamız avına yaklaşarak;
+inşalla beyaz gelinlikler içinde de göresin be evladım.maşalla maşalla pek de biz güzeldir sevdiğin.
-sağol abla istemez.teşekkürler
+aman bea bi çiçektir al da mutlu olsun sevdiiin
-yok dedik ya abla sağol istemez.
+almazsan alma bea inşalla da sikemezin.
sözüyle biten diyaloglarına tanık olmuşluğum vardır.
--spoiler--
Kordonda sırf bunlar yüzünden yürünmemektedir. Çiçekcisi bitse parfümcüsü başlar, o bitse gözlükçüsü başlar rahat vermezler insana, bunu misyon edinmişlerdir.
siz ilgi alanlarınızdan, işinizden gücünüzden konuşurken "abe ablama bi gül alıveresin allah bi yastıkta kocatsın mutlu mesut etsin çoluk çocuk ihsan eylesin" falan diye girer ve işi piç eder.
dolmabahçe'nin önünde trafiğe takıldım. arabada o zamanki kızarkadaşımla kavga ediyoruz ufak ufak. sabrım taşmak üzereyken yarım dünya bi çocuk geliyor.(camlar kapalı sunroof açık) abi çiçek al diye tutturuyor. yok canım devam et sen biz istemiyoruz dememe rağmen gitmiyor. arabanın üstünden içeri doğru uzatıyor abi lütfen al gibisinden. hafif trafik akıyor ve yavaşça ilerliyorum. yine geliyor ve içeriye atıyor çiçeği. depreşen sinirimle çiçeği fırlatıyorum. sonra abileri toplanıyor. sonra arkamdaki aracın içinden 4 tane genç iniyor. biz 5 kişi olunca o dilenci grubu dağılmak zorunda kalıyor. çocukların hepsine ellişer kağıdı patlatıyorum. hayat böyle, götü kimin kurtaracağı belli olmuyor bazen. öfke kontrolü şart.