aşk denilen duygunun bitişi. birbirne asik olan kisiyin zamanla birbirini sevmedini anlayip sadece yasadiklari ilişki aliskanlik olmasini fark etmeleri
sevemeye sebep aramayan için ayrılmaya da sebep aramamalıdır. tut ki aradın, sen bulduğunda o yanında olmayacaksa bulmak istememe sebebindir. bu bulmak istememe insanı gerer. zamanla sebep oluşur, tat kaçar. muhabbet kaçar. muhabbet biterse gemi şafağa yön alır. rast gele kaptan...
fazla efendi olması..
evet, yanlış duymadınız. çok efendi bir insandı sözlük, herkes onu çok sever ve çok güvenirdi. benim de ona güvenim sonsuzdu nitekim. ama çok ciddi ve mesafeliydi çevresine karşı. sevgili mi, öğretmen mi, baba mı belli değil bir hali vardı ilişkinin. başta ''oh ne güzel ne beyefendi çocuktu ne yaptın sen ya'' tepkileri gelse bile bir noktadan sonra afakanlar basıyor ve katlanılmaz oluyor her şey, bunu da anlamak lazım. her ne kadar kendime bunu söylemek istemesem de, ne yazık ki;
(bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi)*
** polen senden ayrılıyorum
* aa neden hürcan?
** çünkü senin adın kur'an-ı kerim'de geçmiyor.
* e diyecek sözüm yok. çok haklı bir neden.
gibi diyaloglar olabilir. evet. gayet ikna edici.
(bkz: ben bunu gördüm)
çocukça davranışlar olabilir, aceleci tavırlar, hayatı yüzeysel yaşamak, listeler halinde yaşamak, kendini ifade edememek- oysa diğer konularda gereksizce saatlerce konuşabiliyor- kısaca iletişim sorunları. kafaların uyuşmaması. sen dolu dolu yaşayım, aldığım nefesi boşa harcamayım, iz bırakıp gideyim, birine bir faydam dokunsun derdindeyken o gezelim tozalım diyorsa orada sıkıntı olur arkadaş. saygıdan bahsedip saygı duymazsa sıkıntı olur. dilinde olanın elinde olmaması yani. onun konuştuğunu ben zaten yapıyordum ama o sadece konuşuyordu. boş! çelişik bir bünyeyle olmuyor dostlar. tüm bunlara rağmen ayrılalım diyen taraf ben değildim. evet! çünkü benim 'belki' lerim vardı. ama olmazmış anlamam uzun sürmedi.