dünyadan kopulup yaşamaya ara verilen gündür.ifadesiz boş bakışlar,anlamsız cümleler,derin düşüncelerle geçer.tam olarak naptığı bilinmez nihayetinde.uyuyarak geçirilmesi tavsiye edilir.
depresif takılırsın.
ağlarsın.
kahve ve sigara içer yemek dahi yemezsin.
uyumak istmezsin, uyuyup da bu acıyı unutmak istemezsin.
hıçkıra hıçkıra ağlar kahve yerine içki seanslarına geçersin.
telefonun açıktır ama başkası ararsa açmazsın.
evden arayanlara yok dedirtirsin.
msn sadece onun için açıktır. tek kelime etsin diye..
etmez tek kelime bile etmez.
etse de daha beter üzer..
sonra akşam arkadaşın gelir 'hadi lan yarram içmeye gidiyoruz' der gider bir de onlara geceyi zehir edersin.
berbattır lan!
dehşettir!
kendini üzmeyi geçip etrafını da üzersin artık..
sonra yine içki şişelerinin dibine vurup bir arkadaşının kollarında ağlarken sızarsın.
en iyisi bir daha hiç başlamamak dersin..
aşka küsersin bir günde...
ama yasını ne kadar tutabilirsin ki biten aşkın!?
bir gün!?
bir ay!?
iki ay!?
üç-beş ay!?
altı ay!?
en fazla altı ay...
sonrası yeniden başlayıp yeniden bitip yeniden yas tutmaktır..
gider işte bu böyle...
her bitiş başka bir başlangıçtır.
uğruna yas tutup üzülmeye değen insan yoktur.
öyle ya buna değecek insan zaten üzmez..
sevgili,
dün yine barıştık, başka bir kavgaya kadar seni seviyordum. kavgamızı ettik ve şimdi birbirmizi sevmiyoruz.
bugün uyandım. senin suratını aradım ama yoktun. yatarken de olduğu gibi yine gözlerim odamı görür değil, seni görmez oldu. kahvaltı yapmaya mutfağa gittim, giderken her gidişinde yolunu tekrar gözlediğim, "acaba başına bişey mi gelir" dediğim koridordan geçtim. ayağımda senin evinde de giymiş bulunduğum terlikler. bir yandan televizyon açık kalmış, orada bir çift denize bakıyorlar, tıpkı bizim bankin üzerinde durup, masum denizi seyredişimiz gibi. ama onlar mutlu bu sefer. biz değiliz. mutfakta kahve yaptım kendime, zaten seni unutamayacağım daha, kahveyle başlayan günümün devmına kahvemin piçi olacak sigarayı yakmamak onu bırakmayı düşünmek saçma gelicek bana. sigaramı yaktım, sen de içiyor musun acaba? ne de kızardım. ama kızamazdım çünkü artık ayrıldık, sana karışamam ben. kalktım seni bin defa ağırlamış olan mutfak sandalyesinden. sonra baktım senin parmaklarının köpeği olmuş bilgisayarıma, ilerledim. nereye mi? yine sana doğru.
kısaca, unutamıyorum. bir daha ki barışmamızla yeniden kavga etmemiz arasındaki zamanı iple çeken sevgilin.
eger o senden ayrıldıysa dunyanın basına yıkıldıgını ve herseyın bıttıgını sandıgın gun.sen ondan ayrıldıysan kı, mutlaka gecerlı bır sebebın vardır.yenı sevgılı arayısı ıcın hıc zaman kaybetmeden faalıyete gectıgın gun.
genelde arkadaşlarla yada yanlız içilir gün boyunca ama çözüm değildir çünkü alkol o an ki ruh halini ikiye katlar mutluysan iki kat daha mutlu,mutsuzsan iki kat mutsuz olursun tek çözüm sosyalleşmektir... sinemada güzel bi film yada güneş alan ferah bi yerde içilen bi kahve, tabi sevilen arkadaşlarla yapılan muhabbetin yanında....
gerçekten seven biri için en zor günlerin sadece başlangıcıdır. acıya alışılır sonraları. bırakılmanın veya bırakmış olmanın değil, yalnız kaldığının bilncine varmaktır. ilk kez gibiymiş gibi yalnız uyunduğunun farkına varılır, ilk kez yatak gereğinden fazla soğuk gelir. Yanında olmak için ömrünüzü verebileceğiniz birinden ayrı düşüldüğü hissedilir. sarılacak biri olmadığı gerçeği ise en kötüsüdür.**
insanın içine tanımlanamaz bir acı veren, bir ömür boyu unutamayacağın hissine kapılmana neden olan; ancak mutlaka, zamanla unutulacağının unutulmaması gereken gündür. o günün, hep onu düşünmekle geçer, hiçbir işinizi doğru düzgün yapamazsınız. *
cok aci bir gundur zira ic organlarinizda aci hissedersiniz. artik onumuzdeki maclara bakacagiz mantalitesiyle yaklasmanin daha dogru olacagi bir gundur.
gecelerin sabahlara karışır. sanki dakikalar, saatler geçmek bilmez, gün daha yavaş ilerler. vefasız dediğin sevgilini, vefasızlığına rağmen düşünmekten kendini alıkoyamassın.
sonra da dersin ki: ayrılığın hiç anlamı yok; tek anlamlı olan şey bu ayrılığın ardından çıkaracağın derslerdir. ve hayat yolunda en sağlam adımlarla ilerlersin, taki doğru insanı bulasıya kadar.
ilk gün biter telefona bakarsın ne arayan var ne soran anca baban arar oda küçük ihtimal... canın sıkılır... sigarayı bırakmış gibi olursun... hayat boş gelmeye başlar...
ama artık özgürsündür keyfini çıkaracağın gündür .
ayrılığın ilk gününden ziyade diğer günler daha çok acı verir. ilk gün anlaşılmaz olan biten pek fazla. kısa bir salaklık yaşanır belki ya da içinden "yok lan iki gün sonra yine eskisi gibi oluruz" veya "yok lan dayanamayız biz. ya o beni arar ya ben onu yine başlarız konuşmaya. vs." tarzı şeyler akla gelir. tabii günler ilerleyince insan ciddi ciddi bazı şeylerin bittiğini zor da olsa kabullenmeye başlar. işte o zaman koyar onca yaşanan şeyler, bir dünya anı, verilen sözler, gerçekleşmesi zorda olsa düşünmesi mutluluk veren hayaller.
zihni paso başka şeylerle meşgul etme çabası içinde aman yatağa yatmayayımda bir şekilde sızayım mantığında geçirdiğiniz iğrenç bir gündür. ayrıca geriye dönüp bakıldığında o günle ilgili pek birşey hatırlanmaz normaldir...