bir ağdeet mepeüçpileyır+yastık+kafanıza kadar örtebileceğiniz herhangi bir nesne.misal çarşaf,misal nevresim vesair..
annem sen şimdi tüm düşüncelerden sıyrılmak adına son ses müzik dinlersin ama sizin şarkınız onunki bunuki diye sahiplendiklerin olmicak; yavur şarkılarını dinlicen mümkünse en anlamadıklarını.nie de? çünkü sen kendi kendini yerken bünyenin oyalanacak bir zımbırtı bulması şart.yastık! göm kafanı oh ne ala mualla...sümüğün de aksa gözlerin kan çanağı da olsa tek şahidin o yastık olsun.mecbursun çnk ayrılığın üzüntüsünü koca bir tebessümle saklamaya ertesi günlerde.. -duruma göre değişir tabi-örtü dedik...hem aklına gelen tonlarca anıdan kendini koruman için hem de annenler ağladığı çakmasın die kamuflaj için gerekli.
velhasıl.hiç biri kolay geçmez bu kadar!!!* söylemesi kolay gel de bana sor durumları vardır ya işte aynen öyle..sabahı görsen bi derttir görmesen ayrı bir dert.doğan güneşte artık birbirinize ait olmadığınızı bildiğiniz günlerin sıkıntısı kaplar içnizi..ya da tüm anılarınızın hortladığı karanlık saatler özletir gün ışığını.al bir de burdan yak diyorum.kısacası alah yardımcın öyle zamanlarda..
ne kadar kotu olsada, aglansada, iciniz ususede, hayatinizda artik doldurulamayacagini dusundugunuz bir bosluk olustugunu hissetseniz de eger herseye ragmen her durumu kabullenmis ve onunla devam etmek adina kendinizden cok sey vermisseniz; ve acida olsa karsi taraf hic emek vermemisse aglarken bile bir acaba yoktur aklinizda. aglarsiniz cunku o ugruna o kadar cok seyi goze aldiginiz insana yakistiramazsiniz belki, belkide dusundukce sinirlenirsiniz.. yakistiramazsiniz belki siz pek cok seyi kabullenirken onun ilk firsatta gitmesini.. uzun bir gecedir sevgiliden ayrildiktan sonraki ilk gece.. yuzlesme gibidir.
artik o yoktur.. sadece hatiralar vardir, winampta bir sezen aksu sarkisi, birde icinin acidigini hissetmek..
terkedilenseniz, sevmişseniz, sevilmişseniz ;
- sanki yatağa yattığınızda koskocaman bir şeyler üstünüze çöküp kalacak gibi olur doğrulursunuz bin kez yatakta.
telefon elinizde bi gelir bi gider.
kalbiniz... ağrır çok ağır gelir sanki artık bin kilo gibidir taşıyamazsınız.
onu düşünürsünüz. acaba nasıl geçiyor saatleri?
"belki arar ha? telefon hep yanımda olmalı.
sesini duyarsam dayanamam."
gözünüzü kırpamzasınız.
dizlerinizi karnınıza çeker yastığa gömülürsünüz.
"çok ağır geliyo..."
arasam... açmazki.
gittinmi şimdi.. yok musun.
yokumki bende... bundan sonra hiç olamamki.
nefesin nefesim gibi.
Edit: Sildiğim entrylere bakarken buldum. Kim için yazmıştım bilmiyorum. Tahmin ediyorum ama emin olamıyorum. Hiç bir düzeltme yapmadan böylece canlandırıyorum.
yakın arkadaşlarla rakı içmeye gitmektir. evde içilmemelidir, mutlaka dışarıda bir yerde dağıtılmalıdır.
rakıdan başka bir şey içilmemelidir. gecenin sonunda, sabaha karşı belki de, sızılmalıdır. arkadaşlar sayesinde eve dönülmelidir.
ağlamak, içmek, eski yaşanılanları düşünüp beraber dinlediğiniz şarkıyı açıp dinlemek ve sonunda içkiden dolayı sızdığınız veya kusup ağlamaya devam ettiğiniz gecedir.
--spoiler--
kalacak tüm izlerin hayatımda
gözümden bir damla yaş aktığında
bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
kan tarlası gelincik şafağında.
--spoiler--
tek kelime ile çok zor geçecek gecedir. düşünceler, dert deryası olur karşınız da ne yediğiniz yemekten bir lezzet alırsınız, ne de izlediğiniz filmi anlarsınız. velhasıl zordur, unutmak kadar zordur. ama zor olanı başarmak insanlara has birşeydir. evet sensiz de yapabilirim demek çok önemlidir. ve hayat devam etmektedir.
bütün gün rezil olduktan sonra yetmezmiş gibi insanın gelip evde günün geri kalanını rezil etmeye çalıştığı gündür. hıçkıra hıçkıra ağlanan, evde arkadaş varsa ona sarılıp ben onu seviyordum diye başlayan konuşmalar. arkadaşın yaptığı sakinleştirme konuşmaları. sevgilii aramalar ve ondan cevap alamamalar. kötü günler terk edileni bekler.
alkol komasina girip hastaneye kaldirilma orani yüksektir. hadi hastanelik durum yok sokakta sızma tehlikesi de mevcuttur. bir ihtimal daha var oda sevgilinin balkonunun dibinde beklemektir. ama en iyi ihtimal adam gibi evde içip masanin üstünde sızmaktır. her halükarda alkol dozaji yükseltilir. *
sevgiliye kallavi küfür edilen bi gecedir. şimdi bırakın "salya sümük ağlanır, yıldızlar dünde var mıydı diye sorulur" falan filan edebiyatını kızlar bunlara kanmaz. haa kanan kızlar varsa da allah onlara akıl versin. romantiği oynamaktan bıkmadınız bir türlü ya.
hiç bitmeyecek gibi gelen gecedir. sonsuzluğa uzanır gece, onunla zaman nasıl geçiyor bilinmezken zaman onsuz geçen her anda her saniyede işkence etmeye başlar insana. ellerin ellerinin yokluğuna alışamamıştır, gözlerin onu göremediği her dakika için gözyaşlarını döker yollara ve dilin her saniye onun adını sayıklar bir tekerleme uydurmuşcasına. sevgiliden ayrıldığın ilk gece hayatının son gecesi gibi gelir insana.
Aşk bitti...
Elimden sanki minik bir balık kayıp gitti
Aşk bitti
içimden sanki bir şeyler kopup gitti
Aşk hiç biter mi
Hiç bir şey olmamış gibi
Boşlukta kaybolup gider mi
Aşk hiç biter mi
...
Saatlerce ezginin günlüğünü dinlemek ve saatlerce gözyaşı dökmektir.
4 duble rakı, 2 paket sigara ve de üstüne 5-6 birayla mis gibi uyuyarak geçirilince zerre etkisi kalmayan gecedir. baş ağrısı da yaklaşık bir hafta sürdüğünden ilk haftayı atlatmayı da kolaylaştırır. yalnız içerken cep telefonu kapalı bir şekilde uzakta tutulmalı ki sevgili aranmasın.
tahmin edilebileceği üzere zor geçen gecedir. en güzeli içteki sıkıntıyı başka yerlere kanalize etmektir. kitap okumak, internette takılmak, çıkıp gezmek, içmek, vs.
ama iyi tarafı sonradan geçiyor hepsi.
yalnız tanımı yaptım kişisel bir şey söyleyeyim;
yazmayın lan böyle şeyler duygulanıyoruz anasını satayım.