ne telefona gider eliniz ne farkında olursunuz günün güneşin ne yol ne iz bilemezsiniz çaresiz çocuk gibi yalnız kalırsınız koyu kapalı havanın getirdiği duygusal sendromların eşiğinde kül tabaklarını acınızla doldurursunuz berduşça eğilir boynunuz yıkılır kalırsınız...
Çok kötü bir durumdur. O an insan ne yapacağını bilemez ve bir boşlukta bulur kendisini. O zamana kadar yere göğe sığdıramadığı sevgilisinin kusurlarını arar hemen.iyiki ayrılmışım der ilk ama sonradan yine ağlamaya başlar. 2-3 gün sonra arkadaşlarını arar ve onlarla birlikte zaman geçirmeye başlar ve unutmaya çalışır.
Hiçbirzaman hiçbir insan yalnız değildir ve bunu unutmamalıdır. Mutlaka onu seven birileri vardır. ilk başlarda üzülür insan ama sonradan yenisi gelince unutulur. O zamanda dersiniz ki iyiki ayrılmışım ve şimdikiyle tanışmışım.
üşürsünüz...
ağustos sıcağının ortasında bile buz tutar her yanınız.
karnınızda kelebekler uçuşmaz bu kez, o kelebekler birer birer terkeder sizi.
kal diyemezsiniz kalırsa olmaz eskisi gibi hiçbir şey o yüzden susarsınız.
o gider ve siz hapsolursunuz o an karanlığa, bağırmak 'kal yanımda' demek istersiniz ama olmaz işte. o bir dakika acıdır, çok acı...
aniden olduysa hiçbir şey hissetmediğiniz zaman dilimidir. gerçekten sevdiniz ise acısı zamanla artar, dayanılmaz bir hal alır; aşkın hasret tohumları yeşerirken, siz kendinizi üşüyor halde bulursunuz. acı, daha çok acı... sonu olmayan; bitmek bilmeyen, bi an bile geçmeyen, merhemi olmayan, imkansızı bekleyen acı...
bir ömür gibi gelir, konuşmak veya etrafta birşey görmek istemezsiniz. boğazda çoğu kelimeler düğümlenir, hele ki terkedilmişseniz ve hiç birşey söylemediyseniz. dışarı çıkıp kafayı dağıtmak durumu aşmaya yardımcıdır.
dumur olmanın afallamanın yaşandığı ilk saniyelerdir. ''bitti lan resmen bitti'' cümleleri pek bir duyulur. o an şaşkınlık dışında pek bir şey hissedilmez. fakat sonrası insana cehennem azabı gibi gelir.