hic bir anlami olmayan bir dakikadir. cunku eger terkedilen taraf degilseniz zaten sinir kupu oldugunuz icin hic bir bok hissetmezsiniz. terkedilen taraf olsaniz bile gercekten ayrilmadiginizi dusundugunuz icin o tahmin edilen aciyi duymazsiniz.
ta ki aradan haftalar gecer, ayrilik iyice idrak edilir. bir taraflarda birseylerin boslugu iyice belli eder kendini. iste o zaman ayriligin ne oldugu hissedilir.
ozetle ayriliktan sonraki bir dakika bir bok demek degildir.
-aşkım gitti(üzgün)
-siktirsin gitsin kaltak!(sinirli)
-ama aşkım artık yok(üzgün)
-siktirsin!(sinirli)
-ben aşkımı istiyorum!(üzgün)
-lan bırak kaltağı onsuz daha iyi zaten(sinirli)
-ama çok özledim lan(üzgün)
-şişş olm kendine gel koyverme kendini(sinirli)
-lan içimdeki ses sus sikerim seni! ben aşkımı istiyorum ühühühü!(üzgün ve sinirli)
ne olduğunu anlamamakla gözyaşlarına boğulma arasındaki şaşkınlığın had safhada olduğu zaman aralığı. sonraki dakikalarda muhtemelen böyle devam eder zaten.
onsuz geçen tüm dakikalar gibi, yalnızlığın en çok hissedildiği dakikadır... insanın konuşmaya hali kalmaz, boğazı düğümlenir, gözleri yaşarır... her ne kadar sevgilinin gitmemesi deli gibi istense de o gider ve arkasında yalnızlıkla geçirilecek dakikalar bırakır...
ne olduğu anlaşılamayan saniyeler bütünlüğüdür. çarptığınızı anlayamadan sızılar başlar. siz sızlanmaya başladığınız anda ise çarptığınız yer çoktan morarmaya başlamıştır bile.
olayın sıcaklığıyla, siktirsin gitsin mına koyim elimi sallasam ellisi çok ta tın refleksi verilir. ama o bir dakikalık süreden sonra refleks yerini kimi zaman keşkelere kimi zaman da ağlamaklı olmaya bırakır.
muhtemelen,taze eski sevgili olmuş şahsın telefonunu silip, uzunca bir süredir ihmal edilen kadim içki arkadaşlarının numaralarını tuşlayarak geçecektir.
böyledir.