bir gün ver kendine sabahtan akşama kadar onu düşün. yaşadıklarınızı, yaptıklarınızı, ayrılığınızı. çekebildiğin kadar acı çek o gün. ama sabahında unutmayı yeni bir başlangıç yapacağını kafana koy. kalpte bitiremiyorum deme. herşey beyinde biter.
sözlüğe girip millet ne yapmış diye bakmak ve akabinde millet ne yapmışcıları görüp "millet de 'millet ne yapmış' diye girmiş" demek ve millet ne yapmışcılara "millet ne yapmış öğrenebildin mi?" diye mesaj atmayı düşünmek ama millet ne yapmışcıların tepkisinin ne olacağını bilmediğinden millet ne yapmışcılara "millet ne yapmış" diye sormamak.
Giyinip, süslenip en eğlenceli arkadaşla beraber kendini gecelere atmak. biri gider biri gelir; çivi çiviyi söker mantığı ile hemen yeni limanlara yelken açmak, eskisinin kötü yanlarını düşünmek hatta hiç bir yanını düşünmemek.
Sevgiliden ayrildiktan sonra yeniden birlesilebilir, bu insani teselli edebilir, uzuldugumde yanimda yoksa, kederliyken bana destek olmuyorsa ben oyle sevgiliyi ne yapayim, ayrilmak da neyin nesiymis? Ayrilmak icin bir araya mi geldin kardesim, yok oyle.
Kimseler ayrilmasin efendim, kazanmak icin ugras verelim, sadece budur olayimiz, ugras verelim.
kesinlikle internetten uzak durmak, ortak arkadaşlarınız var ise onunla ilgili hiçbir bilgi vermemelerini söylemek, özellikle de facebooktan uzak durmaktır ki facebook her an size onu önerebilir ve siz onun nişan fotoğraflarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz. *
Her ne kadar ayrılığın vermiş olduğu müşkülpesentliği üzerinizden atamamış olsanız da, dirayetli olup vaktinizi bir şekilde başka aktivitelerle meşgul etmek gerekmektedir. (bkz: pes oynamak, film izlemek, arkadaşlarla daha fazla vakit geçirmek)
kafana göre takıl dostum. gerçekten değer verdiysen, amuda kalkıp rock&roll yapsan dahi kolay kolay unutamazsın. bu bir gerçek. bir şekilde herhangi bir durumda aklına geleceğini bil ve ona göre hayatına yön ver. gün geçtikçe azar azar silikleşecek her şey. ama ona bağlı yaşamayı deneme, sanki ayrılmamışsın gibi davran. normal hayatında o olmadan ne yapıyorsan ona devam et. ışığı sen de göreceksin.
iç, ağla, sızlan, acıyı tat, arkadaşlarının kafasını ağrıt, yalnız sokaklarda yürü, niye böyle diye sor, bir daha iç sonra git böyle aşkın ızdırabını deyip bir güzel sıç. rahatlarsın.
hayatından tamamen silmek ve onunla yüzyüzeyi gelmeyi geç internette ve arkadaşlarının ağzından adını duymamak. ayrıca arkadaşlarda sıkı sıkı onun hakkında hiç bişi söylememesini ve eğer sorarsam da cevaplamamasını istemek gereklidir.
Bir hafta yorgan altı ağlamak aynı zamanda slow müzik dinlemek. Ardından içmek iki ila üç gün kadar. Sonrasında her şeyini yok etmek. Sonra pişman oluyor insan ama eğer yok etmezse de pişman olacağı vakit olmuyor. En başta insanın unutmak istemesi. Bunu 'gerçekten' istemesi.
1)arkasından küfretmek
2)arkadaşların kafasını sikmek
3)saat 11 ile 2 arası lan şimdi, yoksa... diye düşünmek.
4)tüm gün facebook sayfasına bakmak.
5)ekmek arası sigara içmek azami 2 paket yani.
6)bol alkol alıp kusmak, kusarken onu içinden çıkardığını düşünmek.
7)düşünmek, kafayı sıyırıncaya kadar düşünmek işte. hatıraları, yaşanmışlıkları, yaşanmamışlıkları, verilen sözleri, planları, hayal kırıklıklarını..
8)unutmaya kasmak, aklına gelince kafadaki konuyu değiştirmek.
9)bütün bunların ardından arkasından bir daha küfredip yoluna kaldığın yerden devam etmek (edebilirsen)
zamanında türkiye' ye gelen psikolog bir ilişki uzmanı hanımefendinin seminerinde değinilmiş konudur. kelimesi kelimesine olmasa da şöyle bir şeydi:
kadınlar ayrıldıktan sonra duygularını yoğun olarak yaşarlar ve kısa bir süre sonra büyük ölçüde atlatırlar. erkekler ise bu üzüntüyü yaşamayı başka aktivitelerle ertelerler ve bir süre sonra duygularını çok daha dramatik-şiddetli olarak yaşarlar.
erkekler üzülmesi gereken zamanda duyguları yoğunca yaşamayıp atlatmadığı için, kadınlar tarafından "duygusuz" olarak görülürler. yazık ki duygusuz insan diye bir şey yoktur.
derin bir üzüntü ile karşılanmış ve yas tutup üzülüyorsanız ve derin üzüntünüz 2 aydan uzun sürerse bir psikoloğa baş vurulması şiddetle tavsiye edilir.