az önce telefonda ayrıldım, siktir git diyip ağladı ve yüzüme kapattı ve nedense arayıp bi daha konuşmaya çalışmadım. sevmiyor da değildim kızı ama niye böyle oldu bilmiyorum. terk eden taraf olmak terk edilen taraf olmaktan çok daha acı aslında ama siz anca kendi yiyeceğiniz bokları düşünün belki de bu yüzdendir herkesi çok kolay bi şekilde hayatımdan çıkarma sebebim.
Aslinda sevgilinin senden ayrılması demek daha doğru olur.
Onun icin artık eskidirsin. Eski sevgili. Ancak sana göre ise o' hala eski değildir. Çünkü içinde hala ona karşı bir şeyler vardır.
Karanlık bir ortamda oturursun. Belki bir sigara bile yakarsin. Boooomboş duvara bakarsın ve aklina birden onunla ilgili anilarin gözünün önüne gelir. Bu sefer sigarayi hızlı bir şekilde cekersin. Dumanin dalgalanmasinda onun yüzünü görürsün. Onun diyorum çünkü artik o' dur. Ismiyle bile hitap edemezsin. Çünkü o' artik yoktur.
Gece ilerler. Bir sigara daha yakarsin. Hatta belki bir şarkı bile açarsın. Kim bilir. Belki actigin şarkı sana o'nu hatırlatır. Bu sefer elinde olan tek seyi, sigarani daha hizli cekersin. Bombos gozlerle dumani izlersin. Dumani bir perde olarak görürsün. Dumanin icinde ikinizi görürsün.
Ama yanılıyorsun. Bu perde hayatındaki bir tiyatro perdesi gibiydi. Birinci oyun onunlaydi. Oynandi ve bitti. Ikinci oyun ise tamamen sendin. Yalnız ve duyguluydun. Aklinda soru işaretleri vardi. Ama;
Yasamaktan asla vazgecmedin. Sırf gozlerini kapadiginda onu gorebilmek için.
zor bir eylemdir. özellikle uzun sürmüşse ve ayrılmak için tek büyük bir neden yoksa. *
bende maalesef bu sabah bu eylemi gerçekleştireceğim. tek büyük bir nedenim yok. sadece olmayacak bir şeyi uzatıp karşımdakinin zamanını çalmaya hakkım olduğunu düşünmüyorum. şehirler arası ilişki belki yürür ama bu ülkeler arası olduğunda ve iki tarafta öğrenci olduğunda bir süre sonra her şey çok zorlaşıyor. He sakın zoru görüp kaçmış diye düşünmeyin. yanına gidebilmek için 3 hafta tombalacıda sigara içmeyen biri olarak duman altında 14 saat çalıştım , para biriktirip uçak biletimi aldım. başka bi zaman avcılardan metrobüse binip altunizade'ye kadar gittim 20 gün boyunca çalıştım para biriktirdim , hediye aldım.
şuana kadar 1.5 yılda toplasanız yüzyüze görüştüğümüz zamanların toplamı 2 ayı zor bulur. tabi ki bitirme kararı almamın sebepleri var. sadece mesafe veya zorluk değil. kredi çekip , takibe alındığım dahi oldu. sokmuşum zorluğuna. asıl insanın içine düşen kurt zaman - değer - sonuç üçlüsü. aşık olan bir insan bunları sallamaz pek fazla büyük ihtimalle ama ben kör aşık zamanlarımı çabuk atlattım ve mantıksal yönden de bakmaya başlayınca bu riski alamadım. riskten çok kumar aslında bu. ne olacağını bilmiyorsun üniversiteden mezun olduktan sonra ki sadece 4 ayın kalmış şurda. kız evlilik düşünüyor , sen yurtdışı düşünüyorsun lan üstelik kız rus. zaten son sefer zar zor gittik. çalışma izni vs hikaye resmen. hal böyle olunca insan düşünüyor tabi. ben bununla 2 yıl daha geçireceğim sonra o da ne ? evlilik istemeyeceğim ve ayrılacağız vs. tabi bu ayrılıkta sakince olmayacak. küfürler , hakaretler , suçlamalarla dolu olacak.
belki acımasız davranıyorum bilmiyorum ama bence evlenemeyeceğimi bildiğim bir kişi ile sırf inat uğruna , zevk uğruna vakit geçirmek , zamanını çalmak en büyük acımasızlıktır. en azından geriye dönüp baktığımızda nefretle değil , suratımıza yayılan ufak bir tebessümle anımsayacağız birbirimizi.
iliskinin biticeginin sinyalleri verilir. Daha sonra kimin bitirecegi merakla beklenir. Kim bitirse onun pisman olup döneceği düşünülür. Bazen hak versemde cok bok bir düşünce.
malesef bugün başıma geldi. sabah mesaj atarak ayrıldı ve akşam özür dileyip barışmak istedi ama bu seferde ben kabul etmedim. her şeye rağmen seviyordum ve şu an çok üzgünüm. derdimi dinleyebilecek arkadaşlar varsa güzel olur.
tam 10 dakika önce yaptığım şey. bir süredir bu tarz başlıkları okuyup ne yalan söyleyeyim, içimi rahatlatmaya çalıştım. şu anda bir parça alkollü ve gaza gelmiş durumdayım. sabah uyandığım zaman göte gelmiş olur muyum bilmiyorum. fakat yapmam gereken şeyi yaptığıma inanıyorum. inanmak istiyorum. sevmiyor muyum? çok seviyorum. fakat ne ailem ne çevrem ne ben uygun görmüyoruz bizi bize. hayata bakış açımız, tarzlarımız çok farklı üzgünüm. en acısız şekilde olsun istedim, yine acı verdi. tarifsiz bir duygu. olmayacağını bildiğin bir şeyi oldurmaya çalışmak da bir o kadar yorucu.
zamanında ailem bana sevgi yeterli değil dediğinde çok eleştirdim. pişmanım. sevgi yeterli değilmiş demek. sevmekle olmuyormuş. birlikte aynı anahtar deliğinden bakar gibi geleceğe bakabilmek lazımmış. canım acır mı? acıyacak elbette. hazır mıyım acaba? bilmiyorum. ama ne istediğimi biliyorum. hayal ettiğim bir çalıkuşu kadar masum bir aşkken, karşımda beni devamlı azarlayan bir sözde sevgili bulduğum için üzgünüm. kendi geleceğim, özsaygım için bunu yapmaya mecburdum. çok seviyorum lan seni, yalan değil yemin ederim. seve seve ayrıldım. uyandığımda karşımda görmemem lazım seni, görürsem sarılırım biliyorum. sen yine arkanı dönersin ama. bunu da biliyorum. maalesef.
unutmayın arkadaşlar, dostlar. büyükler haklıymış demek. sadece sevmekle olmuyormuş. tek taraflı çaba ile olmuyormuş. üzgünüm ki herkes bu duyguyla savaşmak zorunda kalıyormuş. hiç ihtimal vermeyenler dahil.
umarım herkes kendisinin daha fazla sevdiğini fark etmediği bir ilişkiyi hak edecek duruma gelir. ben daha çok sevdim, kötü etmişim demek ki ağlıyorum eşşek gibi. ama gurur duyuyorum hislerimle.
velhasıl kelam, sevmek güzel iş. sevgiliden ayrılmak en fenası. ama hak ettiği takdirde, kaçmanın en manasız olanı.
mutlaka güzel günler göreceğiz. mutlaka.
Uzun ilişkiyse ve sevmişseniz vah vah. Yemeden içmeden bile kesilirsiniz vallahi. Hele bide benden sonra ya başkası sikerse düşüncesi yer bitirir adamı.
artik kedi kopekten oteye gecilmistir, sevgi yerini oc almaya birakmistir ask aliskanliga donusmustur kendinizi sorgularsiniz surekli nasil duzeliriz diye fakat artik o kisim gecileli cok olmustur. sadece anilariniz gelir akliniza belki ara verdikten sonra heyecan ararsiniz fakat ise yaramaz gordukten sonra onceleri iciniz kipir kipir olurken, kelebekler ucusurken bu sefer ufacik bir kiprasma olmaz ufacik bir heyecan olmaz. ayrilmanizin zamani gelmistir eger birazcik saygi birazcik degeri varsa birakin gitsin mutlu olacagi bir baskasini bulacakken engellemeyin ayni sey sizin icinde gecerli.
ilk başlarda acı veren sonra çekilen acıdan zevk alınan durumdur. zamanla acının ve duyguların sönmesi ile acısı bile güzeldi cümlesi kurdurtur insana.
herkes çok acı verdiğini falan yazmış. acı vermesi yine bir nebze daha iyi de adamın ağzına sıçıyor be sözlük.
senin kendinden çok değer verdiğin adam gelip sana artık heyecan duymuyorum diyor. zevk almıyorum.
önce bir duraksama dönemi var bu işin çünkü kalakalıyorsun öylece.
sen ne zaman karşısına çıkıp ben zevk almıyorum artık senle olmaktan diyebildin ki o bunu böylesine kolay söyleyebiliyor, şaşırıyorsun.
aklından olmuyor mu acaba diye geçirsen kendine kızıyorken adam geliyor, olmuyor diyor.
ve bitiriyor.
ne kadar basit değil mi?
olmuyor yaz enter.
sonra ayarlar reddedilenler listesine ekle, engelle.
ne olmuyor, neden olmuyor? yok cevap.
bir de tören mi düzenlesin sana. olmuyor işte.
çaba gösterelim belki düzelir?
olmuyor diyor anlamıyor musun, ne çabası. adam sana neden olmadığını açıklamamış, olması için mi çaba sarf edecek.
olmuyor.
daha önce de yaşadık buna benzer şeyler düzelir diye başlıyorsun umut dönemine.
sen umutlar yeşertiyorsun. o kurutuyor.
sen bahar gelsin istiyorsun o kara kışı kendisine seçmiş.
umut dönemi çok acı be.
diyorsun ki 5 yıl. uzanıyorsun ve düşünmeye başlıyorsun, 5 yıl önce annenle, kardeşinle yaşadığın şeyler aklına bile gelmezken onunla yaptığın her şey kronolojik sırayla duruyor. taptaze. hafızamı sikiyim diyorsun sözlük. *
o umut döneminde işte. o da hatırlıyordur diyorsun. üzülüyordur o da. canı yanıyordur. pişmandır.
işte tam o an. aslında hiç de öyle olmadığını görüyorsun. senin umut diye sarıldığın her şeyi elinden alıyor.
böyle kapanıyor umut dönemin. yarım kalan bir kaç hevesle bitiyor.
söyleyecek çok şeyin varken dinleyen bulamıyorsun. dinleyen bulsan anlamıyor, bırak ya diyorlar. bırak gitsin. istemiyormuş seni sen de bırak.
ama onlara olmuyor diyemiyorsun.
o sana olmuyor dediğinde ne kadar acıttığını bildiğin için. sen olmuyor diyemiyorsun.
velhasıl belki sesini duysan, görsen değişir diyorsun ama kapılar hep kapalıdır.
kendi kapılarını değil ama seninkileri üzerine kitleyip kendisi yaşamaya devam eder.
sen de o kapattığı yerde elinde ne imkan varsa çıkmaya çalışırsın çabalarsın.
görmez. istemez. ama uğraşırsın.
zaten artık onun için değil. kendin için çabalarsın. onun kapattığı bu karanlıkta kalmamak için, nefes almak için.
o zaten mutlu. niye senin için mutsuz olsun ki, olmuyor.