Sözlükteki yazarlara bakarsak kimse kimseyle çıkmıyor. Kime sorsan yalnızlık daha iyi , herkes eski sevgilisini görmüyor. Allah'ına kurban dışarıdaki Elele gezenler kim o zaman.
Başlığı okuyunca bile tiksindim allah belasını versin. Eski de olsa sevgili işte atsan atılmaz satsan satılır satılır letgo ile çok rahat jskdldji ne diyorum ben ya.
Bugün ilk defa telefonla konuştuğumuz odaya geldim. Konuşurken uzandığım yatağa uzandım. Sesini ilk duyduğum yerdeydim. Düşündüm sözlük nasıl bu hale geldik diye. Güzel günlerdi sözlük...
Postmodernizmin içini boşalttığı bir başka kavram.
Sevgililik bir seksüel ilişkiyi kabul edilebilir hale getirme aparatı değildir. Bir bütünleşme, bir yücelme halidir. Kendindne daha büyük bir şeyin parçası olduğunu hissetme halidir.
uzun bir süre olmasın dediğimir. durduk yere kavgalara, huzursuzluklara, soruna, zırlamalara, ayrılık acılarına gerek yok. vallaha sevgilisinden de ilişkisinden de nefret ettim, 10 m uzağımda olsun, istemez.
Bu kelimeyi böyle sade okduğumda, aklıma hep yılmaz güneyin hapiteyken eşine yazdığı mektup gelir ;
sevgili ;
inan, şurada bulunduğum günler
benim ve sanatım için çok faydalı olmuştur.
bütün dünyada sözü edilecek filmler yapacağım.
bir gün dünya sineması içinde
mütevazi ve saygı değer bir yerimiz olacak.
türkiye sinemasını dünyaya,
ben ve benim gibi düşünenler götüreceğiz...
hapis olan benim fiziğim sevgili;
kafam hapis değil ve onu kimse durduramaz.
bütün acılar,
zorluklar hayatımızın süsüdür sevgili.
bu da gelir bu da geçer ne de olsa kışın sonu bahardır diyelim.
sen oğlum ve ben üçümüzün kırlarda koşacağı,
uçurtmalar yapacağı, biralar içeceği günleri düşünelim.
hasretin, yüreğimin sadık bekçisidir sevgili...
soğuk üşüyorum ellerimin ve ayaklarımın parmak uçları hissizleşmeye başlamış, yavaş yavaş yayılıyor hissediyorum. nefesimin buharı yavaşca süzülüyor havaya nefes almanın yakan soğuklugu acı verene dek. ayak dirseklerim göğsüme çekiliyor yavaş yavaş sonunda o kadar soğuk kesiyorum ki hissedemiyorum kendimi, üşüyorum, donuyorum. tam bu sırada önce ayak uçların ayak uçlarıma değiyor, bacakların bacaklarımın üstünde, kolların üstümü örtüyor ve eğer şanslıysam ellerin ellerimde buluşuyor. Bu kadar tatlı bir sıcak hissitmedim daha önce, beni hayata geri döndürüyor.
gün bitmeden saatler akıp giderken daha özledim seni. buz gibi ayaklarımın, tatlı sıcaķ ayak uçlarının sıcakğıni ozledim sensiz koyduğum her an başımı ve şimdi. nefret ettim.
senden başkasını sevemiycem, bütün zaman kiplerinde. Başkasını sevmek, benim elimde değil. bunun en güzel yanı seni gerçekten sevebilicek kadar şanslı olmam.
bu bilmek sana rahatlık verebilir, bazen de nefret. nefret de sevgiye dahil senin ki değil belki ama senin ki bile benimkine dahil.
Gecenin dördünde kendisi hakkında entry girme isteği yaratan kişidir.
Çok tuhaf bir şeydir bu, eğer sizin için kelimenin tam hakkını veriyorsa. Yani kelimedeki gizli eylemi, sevmek fiilini bu kişiye karşı duyuyorsanız. Deli gibi sevip, aynı anda deli gibi sinirlendiğiniz ama bu sinirin yanında deli gibi de bi' şefkat duyduğunuz ve ufacık bir hareketiyle tüm buzları eritebilecek sevgiye sahip yegane kişidir hayatınızda.
Adam unutmamış ya, küçüklüğümde defalarca okuduğum romanı unutmamış, bulup almış; küsken bir uzatışı var, o surat ifadesine bakmaya doyamaz insan.