ilk önce gerçek aşktır efendim. tabi bu çok abartıya kaçmadığı sürece. sevdiğin kişiyi o kadar çok seviyorsundur ki o sizin istemediğiniz, yasakladığınız davranışlarda bulunur ilk başka çok kızarsınız sonra o aklınıza gelir onun için yaptılarınız,ona olan sevginiz,gülüşü vs sonra (genelde böle olur) ona ne kadar çok kızgın olsanız bile ona kıyamassınız çünkü onu öküzler gibi seviyorsunuzdur,onu kaybetmekten korkuyorsunuzdur,onsuz bir hayat düşünemiyorsunuzdur,ona deliler gibi aşıksınızdır yapacağınız şey onu affedmektir. gerekirse onun yerine siz üzülür,ağlarsınız karşılıksız çıkmasından korkarsınız ama oda sizi seviyorsa onun için herşeyi yaparsınız.
kaynak götüm.*
saatler,günler,haftalar,aylar belki 1 yıl sonra gelen edit bütüd:yanılmışın lan,her insanın olabileceği gibi... (bkz: sevgili ne yaparsa yapsın affetmek) yalanmış bunu yeni anlamış bir birey olarak yukarıda yazdığımın tam tersini yapın(tek bir istisna var oda gerçek ama gerçek seviyorsa belli bir sınıra kadar affedin) kaynak götüm yazmışım ya,artık kaynak değişti...kaynak deneyimlerim...belki bana vurmadı o hanım hanımcık kız bilemem onu ama tek bir gerçek var ben onu çok sevmiştim....
saçmalamaktan ibarettir. o kim ki herşeyi affedilsin. hem töbe haşa ben peygamber miyim ki bu kadar sabırlı olayım. herşeyin dengelisi ve nizamisi makbuldür. aksi can sıkar, yorar, bitirir hem seni hem ilişkiyi. ne kadar az yara alıp bitirebiliyorsan o kadar şanslısındır. hani derler ya zararın neresinden dönersen kardır diye, işte bu da öyle. aşk zaten kumar değil midir? baktın kaybediyorsun sen yoluna ben yoluma. bırak o hataları başkaları affetsin. neden hep gururu ayaklar altına alınan kişi affeden kişi olmak zorunda. yok arkadaş yok, affetmek 1 kere 2 kere eyvallah. kronikleşmişse eğer bu, psikolojik tedavi şart. işin birde diğer boyutu var tabii ki. sen her haltı affedersin ama yapılan tek yanlışta üstüne çizgiyi yersin. ilişkide karşılık beklemeyeceksin derler birde. yok arkadaş bekleyeceksin. ne ekersen onu biçersin. ekmediği mahsülün hasatını yapmayı beklemesin kimse.
kendini sevemeyenin hakettiği kadar sevilmeyenin durumudur. herşeyi öyle ayırmışsındır ki sevgiliye kendini öyle yok saymışsındır ki o artık karşısında bir birey göremez olmuştur. bundandır seni yok sayması. bundandır aynı hatayı defalarca yapması. senin hiç yapmamış saymandır nedeni... kendini feda etmek marifet midir?
ilk aşkını yaşayan kişinin tavrıdır. o olmadan yaşamayacağını düşünür. karşıdaki kişi bu kuzu gibi tavırlardan sıkılıp tekmeyi basar sonunda. çünkü insan ilişkide karşısında kendi duruşuyla biri olsun ister. o tekmeyi yedikten sonra öğrenirsin ki hiç kimse vazgeçilmez değildir. bundan sonra da o her hata affedilmez.
sevdiğin insanın yaptığı hatalar gözüne kötü görünmez insanın ya da inansa da inanmak dahi istemez duyduklarına, gördüklerine... işte bu yüzden affeder seven insan sevdiğini. işte bu yüzden bir türlü mantığını kullanıp bırakıp da gidemez. dönemez işte arkasını. duyguları devreden çıkarabilsek belki hayat çok tatsız ama çok daha huzurlu olurdu diye düşünüyorum bazen. sevgili seni yerlerde süründürse de affediyorsun ya. işte ben buna gıcığım. ama ders almaktansa affetmek her zaman daha kolay ve insan hep kolay yolu seçiyor.
affedilecek şeye göre değişen durumdur. ufak tefek şeyler görmezliğe gelinebilir tabiki ama olayı yalama yapmaya gerek yoktur. zaten zırt pırt hatayapan adamdan sevgili falan olmaz.
bir arkadaşımın gerçekleştiği olay.
arkadaş: ne yaparsa yapsın affediyorum abi.
biz: aşıksın tabi oğlum ehehe.
arkadaş: geçen ketçapla hardalı karıştırdı. ses çıkarmadım.
biz:...
arkadaş: bu daha ne ki, bir kezde saat 11den sonra yüksek ses müzik dinledi ama ben sustum.
biz:...
arkadaş: çok fedakarlık yapıyorum umarım hak ediyordur.
affeden bünyeyi de bir süre sonra rahatsız eden durumdur . birde hep haklısın lafı söylenmiyo mu.ya bi yürü git bir kere de ben haksız olayım be. ama böyle uzun süre yürümez bu durum,en fazla on kere affedresin.sonra,sonrası belli zaten hangi aldanmışlıkta giderki bir ilişki.kısacası tanımsız son.
affetmiştim ben de.
çok sevdiğimden mi bilmem başka bişeydi adı. gözümü karartan 'onsuz olmaz' kabusu bana bunu da yaptırmıstı evet.
bi defa da değildi üstelik. şimdi dönüp arkama baktığımda, gururum kırılarak bıraz ama çokca üzülerek hatırlıyorum.
yanaklarım yana yana dinlemiştim onu telefonda. "benim yanımda" diyen sesten mi daha çok nefret etmiştim, onun yanında uyuyandan mı bilmeden. ne de çok üzülmüştüm oysa. başım yorganın altında, evdekiler duymasın diye hıçkırıklarımı bastırmaya çalışmıştım.
daha sonrakiler giderek daha az acıttı beni, sonra baktığımda bitmişti bendeki. ne yapsa affeder miydim bilmem ama şimdi bakıyorum da ne salakmısım halbu ki.*
bir süre sonra iyi niyeti suistimal etmelere zemin hazırlamaktır. bir süre sonra bokunu çıkarıp ne yaparsam yapayım affedecek diyecektir. sizi de salak yerine koymaya işte tam bu zamanda başlayacaktır. aslında onu affetmenizin nedeni olarak onu sevmeniz olduğunu aklına getiremeyecek kadar bencil olduklarından sizi kaybedene kadar hatalarının farkına varamayacaklardır.
ayrılıktan aylar sonra bir gece mesaj ile sizden özür dileyeceklerdir. ama iş işten geçmiş olacaktır.
sizi; biraz sosyal aktivite, biraz eğlence, biraz zaman geçirme, birazcık ego tatmini, birazcık da yalnızlık silme gibi sebeplerden tutan ama temeli asla gerçek ve kutsal sevgiye dayanmayan bir yalancı aşkın içinde tutsak olma durumdur. O, sizi aldatır ve siz onu affettiğinizde artık siz de masum değilsinizdir, çünkü o kirliliğe bir şekilde ortak olmuş ve boyun eğmişsinizdir. her boyun eğiş, o hataların yapılması için sevgili toplumumuza daha da çok cesaret verir...
affetmek, özveri, değişim, emek vs. her sevginin en önemli parçalarıdır ;ama bazı hatalar vardır, sevginin kutsallığını, masumluğunu yok eden, işte onlar asla affedilmez. affettiğinizi sansanız bile, bir kez kalbinin paramparça olmuştur ve o kırıklar ömür boyu ruhunuza batacaktır örneğin; aladatılmak, aptal yerine konarak maddi/manevi bir şekilde kullanılmak, size verilen tüm güzel sözlerin, sevgi, aşk, bağlılık sözcüklerinin özünde aslında paragraftaki birinci cümlemde yatan amaçların olması vs.